Yıldırım Bayezid Han, âlimlerin sohbetlerinde bulunur, devlet meselelerini onlarla istişare ederdi. Allahu Teâla'nın emir ve yasak- larını bildiren sözleri canla başla kabul ederdi.
Bir gün padişahın mahkemede şahitlik etmesi gerekiyordu. Mahkemede herkes gibi o da ellerini önünde bağlayarak ayakta bekledi. Devrin Bursa kadısı Molla Şemseddin Fenari dik dik pa- dişahı süzdükten sonra şu hükmü verdi:
“Senin şahitliğin geçersizdir. Zira sen namazını cemaatle kılmıyorsun. Elinde imkân olduğu hâlde namazlarını cemaatle kılmayan biri yalancı şahitlik edebilir demektir."
Bu itham karşısında herkes Yıldırım Bayezid'in hiddetlenmesini bekliyordu. Fakat o boynunu büküp mahkemeyi terk etti. Bu hadiseden sonra sarayının yanı başına bir cami yaptırdı ve namazlarını cemaatle kılmaya başladı.