Bu kitap bir eleştiri, bir hitap türünde yazılmıştır. Peki kimi eleştirdiğini ya da kime seslendiğini düşünürsünüz? Ya da Küçük Adam kim, bir prototip mi bir karakter mi, ne? İlk sayfalarından son sayfalarına kadar şöyle bir algı ediniyoruz: Küçük Adam; genelde toplum, yönetim, toplumsal yaşam, komünel his ve algı; özelde birey, yönetici, bireysel yaşam, bireyin iç sesi gibi, gerek özne ve gerekse nesne olarak karşımızda duruyor. Nasıl bir nesne olur Küçük Adam? O zaman kitaptan alıntıladığım şu cümleye dikkat edelim: "...Galileo'ya bu nedenle de işkence eden sen değil miydin?" diye kitaptaki Küçük Adam'a seslenilir. Hatırlarsınız belki, dönemin skolastik zihniyeti, Galileo'yu, Kopernik'in Dünyanın Güneş etrafındaki dönmesi keşfini kamuoyuna açıklamasından sonra Engizisyon Mahkemeleri'nde yargılar olmuştu. Tabi ki buradaki mahkemeler bir düzen olup nesne durumdadır. Dönemin skolastik zihniyeti (Katolik din adamlarının görüşü), öznesi, böylesi bir düzeni İnşa etmişlerdi. Dolayısıyla kitap, geçmişten günümüze bozuk çarkların hükümran olduğu dönemsel olaylara, yönetimlere, toplumsal hayata ve bozuk sistemleri üretenlere tokat gibi inen bir cevap olarak, global düzeyde, genelde topluma özelde bireye yapılmış eleştiri mahiyetindedir. Ama en çok da Batı'nın özelde ise Nazi Almanyası'nın, Rusya komünizminin sebep olduğu ve birçok ülkede cereyan eden olaylar, katliamlar hem doğrudan hem dolaylı bir şekilde dokunularak geçmişin bu çarpık, aksak düzenlerinin, yönetimlerinin günümüze ve geleceğe, daha sonraki insan hayatında tekerrür etmemesi her konunun, olayın Küçük Adamı (özne, nesne) ile diyalog tarzı bir söylem geliştirilerek toplumların, bireylerin ders alınmasını öngörmelerini ve buna göre kendilerini konumlandırmalarını dile getiren bir eserdir. Psikiyatrist/psikanalist olan yazar bir yandan da bu eserinde, her bir bireyin benliğini, iç dünyasını, vicdanını bireyden başlayarak toplumun çeşitli katmanlardaki ruh hallerine edimsel bir şekilde konumlandırdığı 'Küçük Adam' temsiliyle; kokuşmuş yozlaşmış, bozuşmuş geleneklerin, düzenlerin, yönetimlerin ardındaki maskeleri aşikar ederek görünenin ardında görünmeyeni (fenomeni) psikolojik esaslarla ele alıp insanoğlunun iç sesini, iç sezisini(sezgicilik) bir arada işlevlerini sağlayarak Edmund Husserl ve Henri Bergson felsefelerini buluşturmuş; içmonolog, diyalog, bilinç akışı ve geriye dönüşlerle düşüncelerini dile getirmiştir.

Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Avrupa Yakası Yayınları · 201213,2bin okunma

·

3 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İsmail Duman