Korku'yu okurken gerçekten korkuyordum. Yoo yoo, gerçekten o şantaj yapılan kadın gibi korkuyordum. İnanılmaz bir mobingle karşı karşıya kalmıştım. Beni kitabı okumaya iten de bu olmuştu. Ben de korkuyorum belki bunu okursam geçer diye düşünmüştüm. Geçmedi. Ben de kadınla aynı hisleri yaşadım. Durup düşünmeme izin verdim nerelerde benziyoruz diye... Stefan Zweig'i çok severdim. İçime işleyebilen bir yazar. Sanki yazılarınla hiçbir şey olmuyormuş gibi ama ne çok şey oluyor. Bazen sadece bir günü anlatıyor ama siz sanki onunla bir ömür yaşıyormuşsunuz gibi öyle uzun geliyor ki. Yazarların da sesi olduğuna inanmışımdır hep, bu yazarın sesini seviyorum. Duygu yoğunluklu, az diyaloglu, az karakterli uzun hikayeler... Hep bir yerlerinde içimi unutuyorum...