Cinsiyet bencilliği
Dünyada en guç yenilen ve derecesi oranında birçok safhayı kapsayabilen, birçok sınavın, birçok ilerlemenin, birçok gerilemenin etkeni olan "cinsiyet bencilliği"ni ele alalım! Bir adam, sırf etinin, sinirlerinin arzularını yerine getirmek için bir kadını sevmektedir. Ve bu yoldan o, maddi bencilliğini atlatma durumundadır. Sevdiği kadın, bir gün ondan bıkar, bir başkasını sever. İşte bu epröv karşısında bu adam sevgilisini öldürecek kadar nefsaniyetine yenilir. Onun böylece göstereceği reaksiyonlar derece derece, safhanın sonuna kadar değişerek gider. Şimdi, vicdanın az çok ilerlemiş safhasında, aynı durumdaki başka bir adamı ele alalım! Sevgilisi onu terk etmiştir. Ve bir başkasını sevmeye başlamıştır. Vicdan safhasının yukarılarına doğru ilerlemekte bulunan bu adam, kırılmadan bunu kabul edecek ve belki de, o kadına, bu hususta elinden gelen yardımı yapmaktan da çekinmeyecektir. İşte burada bir cinayet ile bir erdemin, bir bencillik ile diğerkamlığın kıyası karşı karşıyadır, Cinayeti işleyen adam, bu kıyarsın bilgisine eger kendi idrakiyle varacak durumda değilse (ki mademki bu cinayeti işledi, değilmiş demektir) o zaman dış müdahalelerin yardımı ona gelmeye başlayacaktır. Ta ki o, bu kıyasın idrakine varabilsin. Ve ancak bu kıyas bilgisiyledir ki, sonuç meydana gelecek ve o adam, bencillik nefsaniyetini yenmek için gerekli olan cehit ve gayreti gösterebilecektir. Şöyle ki: O, cinayeti bir bıçakla işlemiş olsun! Cinayetin ardından bir hapishaneye kapatılacaktır. Burada, kıyas eprövlerinin bir zincirini sıralamak istiyoruz. Bu adam önce hapishanede, cinsi arzularını ve zevklerini tatmin edememek ıstırabıyla zoraki bir kıyasa girecektir. Ateş karşında eli yanan bir çocuk gibi, ateşe benzeyen ihtiraslarının acı sonuçlarını bu şekilde duymaya başlayacaktır. Böylece, ıstıraplarına neden olan etkenin ne olduğunu kendisine öğreten bir kıyasla karşılaşacaktır. Bu, onu uslandırmadı diyelim! Mahkûm hapishanede yaşlanacak. Hormonları, iktidarı, cinsi faaliyetleri zayıflayacak ve cinsiyet fonksiyonunu yapmaktan aciz kalacak. Bu duruma gelince, bu adam, artık sırf etine ve sinirlerine mahsus olan bencilliğini duyamayacak ve ancak, onu hayal edecektir. Eğer önceki derslerden yeterince ibret almadıysa, olayların verdiği bilgilerden gereği kadar yararlanamadıysa, o zaman bu mahkumu bir kavgada başka bir mahkûm bıçaklayacak veya o öyle bir kaza geçirecek ki, bıçak gibi sivri bir cisim vücuduna saplanacak Ve bundan şiddetli bir maddi ıstırap duyacak. Burada, örneğimizin süjesi, gayet doğal olarak, zorlu bir kıyasa girecektir. Cinsiyetten yoksun olduğu için doğrudan doğruya etinin esiri değildir. Artık o realiteden zorunlu olarak geçmiştir. Üstelik bir katillik eprövünün anısını kıyasen yaşatacak bir de kaza atlatmıştır. Artık bu durum karşısında bu varlığın bir ders almaması ve gerekli bilgileri kazanmak için cehit ve gayret göstermek girişiminde bulunmaması mümkün olmaz.
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.