"Eğer kökünden açacaksak şöyle oldu: Evveli Türkiye'de, Erzurum'da harp oluyordu. Harp olurken askerler kaçıyordu. Hepsi silahlı. Türkiye askeri. Türkler kaçıyordu silahlarıylan. Erzurum tarafından gelip, Rum köylerinden geçerken vurdular, kırdılar, ne isterlerse aldılar.
Türk hükümeti bunlara sahip çıkmıyordu. Her zaman bu oluyordu.
Rum köyleri de kendilerini korumak için silahlandı. Köylerini bekliyor, gelen silahlıları vuruyorlardı.
Silahlı adamlar bir yerde seni kıstırdı diyelim. Silahlılar başka milletten. Döversem seni; vurursam, kırarsam sen ne yaparsın? Sonunda sen de mecbur olup, silah alıp dağa çıkarsın. Hep bundan meydana çıktı.