Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

210 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
'Yaşamamak' üzerine yazılan Yaşamak'a dair
1993'te yayınlanmış bir metin. Küresel ölçekte yenilgi söylemlerinin ayyuka çıktığı zamanlar. Dünya edebiyatında genel olarak 'sol'un gömüldüğü ve bu cenazeye çeşitli tepkilerin verildiği yıllar. Çağdaş Türk Edebiyatı'nda bu minvalde üretim yapan ilk Oya Baydar geliyor aklıma. Dolayısıyla bu dönemde üretilen edebi metinlerin belirli ortaklıkları da mevcut ki bunların en başta geleni 'umutsuzluk' teması. Yu Hua da bu umutsuzluğu okuyucunun çok yoğun hissetmesini sağlamaktadır. Metin o kadar sade ve akıcıdır ki okuyucu yaklaşık iki yüz sayfalık metni iki-üç saatte bitirebilir. Tahminim bu kitabı çoğu okuyucu bir iki gün içinde bitirmiştir. Bu kadar kısa sürede bu kadar yoğun bir umutsuzluğa maruz kalan okuyucu da metinde aktarılan enstantaneleri maddenin zorunlu niteliğiymiş gibi benimser ve bir süre ya da uzun bir süre bu ruh halinden çıkamaz. Yüzüne çok sert bir yumruk yemiş de onun acısını belli bir süre yüzünü her kıpırdattığında daha çok hisseden bir insan gibi dolanır durur okuyucu gündelik yaşamında. Peki bu umutsuzluğun sebebi nedir? Metinde neredeyse tanıdığımız herkes hızlı veya yavaş bir biçimde ölür. Ölüm metinde ikinci ana karakter gibi ağırlık taşır. Ama aslında üç ana karakter vardır: Fugui, ölüm ve yoksulluk. Fugui ölüm ve yoksulluk tarafından ezilir adeta. Bu ezmede ölüm yoksulluk ile beraber bir alaşım oluşturur. Hua'nın gerici müdahalesi de tam bu noktada açığa çıkar. Umutsuzluğun sebebi ölüm, ölümün sebebi ise yoksulluktur. Peki yoksulluğun sebebi nedir? Tabi ki Çin Devrimi. Yu Hua size bunu doğrudan söylemez. Hatta metnin başında yoksulluğun Fugui'nin seçimleri sonucu gerçekleştiğine ikna eder okuyucuyu. Ancak geçen zamanla birlikte Fugui'ye öyle bir karakter dönüşümü geçirtir ki okuyucu o büyük hatayı Fugui'nin gençliğine bağlamaya başlar ve der ki Fugui her şeyi yoluna koyacaktı ama şu Çin Devrimi olmasaydı! Devrimin kimi kazanımlarını ifade etmekten kaçınmaz yazar, onları ortaya koyar. Ancak bu kazanımlarının geçici olduğunu ve zorunluluklara çare olamayacağını da anlatır. Zorunlu bir düzen vardır, bu zorunlu düzen insanlık haline içkindir ve ne yapılırsa yapılsın her şey yeniden ve yeniden eski haline döner. Nedir bu yaklaşım? Hirschman'ın Gericiliğin Retoriği'nde aktardığı tezlerden biri olan Boşunalık Tezi. Bu politik -bilinçli ve bilinçdışı- niyetler metnin edebi niteliğine zarar verir mi bence vermez. Yazar dumura uğratmak ister okuyucu dumura uğrar. Ama kanaatim bu umutsuzluk eken metinlerin aydınlık bir bilinçle okunmasının şart olduğu. Çünkü iki kere düşününce fark edilir ki dünyanın değiştirilmesinin imkansız olduğunu söyleyenler aslında dünyanın değişmesini istemeyenlerdir.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201634,1bin okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.