Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Cüneyd-i Bağdâdî'nin Hikâyesi (atılan iftira"dır")
Şeyh Cüneyd-i Bağdadi [kuddise sırruhů), sefer dönemlerinde dünyayı gezerken bir gün yolu kâfir mezarlığına düştü. O gece orada kaldı. Na- maz için abdest aldı. Mezarlıkta bulunan bir kâfir çocuğu, onun namaz kıldığını gördü. Şeyhin yanına geldi. - Ey şeyh, sen kimsin? Dinin nasıl bir dindir? Bana öğret. Senin yaptığın işler hoşuma gitti. İçime muhabbet düştü. Şeyh dedi: - Benim dinim İslâm dinidir. Kim İslâm'ı sıdk ile kabul ederse, iki dünyada yüzü ak olup izzet bulur. Çocuk biraz daha yaklaşıp, - Ey şeyh, dinini bana öğret. Bâtıl dinden dönüp müslüman olayım, dedi. Şeyh bunu duyunca sevindi: - Allah seni mübarek etsin, dedi. Çocuğa şehadet kelimesini telkin etti. O gece orada kalıp İslâm dinini olabildiğince öğretti. Sabah olunca şeyh kalkıp gitmek istedi. Çocuğa da şöyle nasihat etti: - Ey Allah'ın sevgilisi! Biz dünyayı gezer dolaşırız. Sen burada kal. Gösterdiğim amelle meşgul ol. Mevlâ'ya itaatkâr olup hiçbir zaman kulluğunu unutma. Çocuk bu sözleri duyunca şöyle dedi: - Ey şeyh, niçin bana böyle söylersin? Ben senden hiç ayrılır mı- yım? Nereye gidersen seninle beraberim. Artık käfir illerinde kalmam. Anamdan, atamdan bana fayda yok. Bana din gerek. Senden ayrıl- mam. Mesele çıkarma. Şeyh de, - Ey oğul, sen öyle dersin fakat benimle geldiğini öğrenen käfirler gelip haksız yere seni öldürürler. Sana acıdığım için öyle söyledim, dedi. Çocuk: - Ey şeyh, niçin böyle söylersin? Dostun bizimle olduğunu bilmez misin? Ne tarafa gidersek gidelim dostun yardımı bizimledir. Onun yar- dımı olunca, bize lânetlenmişler ne yapabilir? Şeyh kulak verdiği bu sözleri beğendi: - Aferin sana, iyi söyledin. Doğrusu budur. Ey Hakk'ın sadık dostu, beraber gidelim, ayrılmayalım, dedi. Beraberce yola koyuldular. Bir müddet sonra kâfirler şeyhin çocuğu alıp gittiğini öğrendiler. Käfirler silahları ve atlarıyla bunların peşine düştüler. Elliden fazla as- kerin, tozu dumana katarak peşlerinden geldiğini gören şeyh çocuğa dönerek, - Gördün mü? Ben sana bize zarar verirler demedim mi? Sen din- lemedin. Korktuğumuz başımıza geldi, dedi. Çocuk şeyhe, - Sen korkma. Bu işte sana bir zarar yoktur. Sen ileride bekle. Ben burada durayım. Çünkü onların istediği benim. Beni bulunca seninle uğraşmazlar. Sen gönlünü hoş tut, dedi. Şeyh ileriye doğru yürüdü. Çocuk orada kaldı ve Cenâb-ı Hakk'a yalvarmaya başladı: "Ey benim padişahım, azametli sultanım! Bu kuluna yardım et" dedi, dualar etti. Kâfirler geldiğinde, "Sen nerdesin?" diye sorarken çocuk havaya doğru yükselerek gözden kayboldu. Kâfirler bu durumu görünce çok şaşırdılar. Akılları başlarından git- ti. Korkup kaçtılar. Şeyh de gördüklerine çok şaşırdı. Hemen secdeye vardı ve Cenâb-ı Hakk'a niyaz etti: Ya Rabbi, bu çocuğun nereye gittiğini şu kuluna bildir, dedi. He- men gizliden bir ses geldi: - O çocuk kırklara karıştı. Şeyh tekrar secdeye vardı. Yaratan ve rızık veren Allahım! Senin öyle dostların var ki kimi yırmi yıl kimi otuz yıl kimi kırk yıl bu yolda mücâhede ettikleri halde bu makama erişemediler. Ne hikmettir ki dün kafir olan bu çocuk bugün müslüman oldu, bu makama erişti, diyerek inleye inleye ağladı. Yine gizliden ses geldi: - Ey şeyh, o gerçek âşıktı. Aşk meydanında merdane hareket etti. Bize itimadı kuvvetli olduğundan bu makama layık oldu. İhlası ve aşkı kuvvetli olanları biz kısa zamanda isteğine eriştiririz. Nacizane görüşüm: Cüneyd-i bağdadi hazretleri ile yaşamadım ama bu ona atılan iftiradır diye düşünüyorum. Yüzlerce sahabe Allah'tan ses işitmemiş, 4 büyük mezhep imamı ses duymamış ama ne hikmetse menzil tarikatının bastığı kitapta böyle vahiy almış gibi çok hikayeye denk geldim. İslâm dininde böyle birşey olmayacağını Kur'an'ın tefsirini bir kere okuyan biri bilir.
Sayfa 54 - Semerkand yayınlarıKitabı okuyor
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.