Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

134 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"Ya saadetine yahut felâketine doğru yürür insanoğlu."
"Kişinin yaşamı, uzaklıklar ile yakınlıklar arasında yürür : kişi, ne yaparsa yapsın, hep, ya, birşeylere —birilerine— yaklaşıyor, ya da birşeylerden —birilerinden— uzaklaşıyordur — hiçbirzaman, biryerde —birileri ile birlikte—, duruyor değil: hep yürüyor..." Tamda bu cümlelerle başladı kitabın heyecan noktası.... Oruç Aruoba,hani hep '1k olmasaydı tanışmamız mümkün olmazdı' dediğim yazarlardan. Kelimeleri en zarif dokularla kağıda işlemesiyle beni kendisine çekmişti sonradan öğrendim ki kendisi bı filozof,bu kitaplar da felsefe türünden basılmış... ben felsefeden anlamam hatta felsefeden anlamam diyecek kadar bile felsefeyi bilmem. Fakat biz "hikmetli söz müminin yitiğidir" hadisinin heyecanını kitap sayfalarıyla tatmış ,tek bir hikmet devşirmek için sayısız satır devirmeye azmetmiş hayal avcılarıyız...biz, açtığı her kitabı tek bir kitabı anmak için açanlarız.Hâl böyle olunca yazar bize ne anlatmak istemiş diye takılı kalmayız, gönlümüz yettiğince bazen yârdan bazen ağyarden aldığımız cümlelerle yolumuzu aydınlatmaya çalışırız...yoldaki pusları çözmek,levhaları görmek için kabımız aldığı kadar anlam dünyamıza yerleştiririz.Asıl anlamdan uzaklaşmış olsak da bizim "asıl" manamız ne ise cümleler oraya yöneliyor. Velhasıl kitap zahirde iki bölümde oluşuyor birinci bölüm "tavşan yetiştirene kılavuz" Yazarın tavşandan kastı neydi bilmiyorum fakat bana bazen nefs...bazen kaybolup gideceğini bildiğimiz halde bağlandığımız "şeyleri" hatırlattı. Nefsine yaklaştıkça,onu sevimli hale getirdikçe "nefsini kudret elinde tutan" dan uzak düşmesi.. Dünyevî çabalara daldıkca uhrevî gayretlerden uzaklaşması gibi. Kalbi fâni zevklerle doldukça baki lezzetlere uzak kalması gibi Bütün bu uzaklığa rağmen "tavşanını" besleyen insan bir gün baş edemeyip onu daha iyi bakacak birine teslim etmesinden söz etti yazar...burası da yaklaşarak uzak düştüğü, uzaklığın girdabında sıkışmış biçarenin, bir gönül doktoru önünde diz çöküp çare araması gibi.... Ve ikinci bölüm "özlem çekene klavuz" Bu bölümde özlem öyle ulvi bir şekilde kaleme alınmış ki... özlemin öze olan hayranlığı, belki de bütün özlemlerin "ben sizin Rabbiniz değil miyim" nidasini işiten ruhun, şu garip dünyada o sesi araması....bütün "sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği" diyen şair gibi... Yazılan satırlar fenafillah ve fenafirrasul makamında yazılmış bı çok satırı hatırlattı.. O'ndan uzak düşmüş gurbet sancısı çeken gönüllere ,derdinden başka dermanı olmayanlara tavsiyemizdir... Yine genel incelemenin dışında belki de maksadın dışında sadece bı his kaydı oldu...kusurlar için affola. bu karışık bı o kadar devrik cümlelerimin bir yere ulaşmasını beklemiyorum çünkü "Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için gidecek yer ne kadar uzak olabilir"
Uzak
UzakOruç Aruoba · Metis Yayıncılık · 20203,026 okunma
·
248 görüntüleme
Kâmile okurunun profil resmi
Zihnimin sakin olduğu güzel bir zamanda yazmam gerekirdi fakat sadece his kaydı olsun istedim. ..öylesine yazılmış gibi ozensiz oldu okuyan olursa affola.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.