Kendimizde bulunup da örtmek istediğimiz kusurları başkalarında bulup ortaya çıkarmaya çalışırız genellikle. Böylece, hüsran içindeki kişiler bir kitle hareketinde bir araya gelince etrafta şüpheyle dolu bir hava eser. Birbirini kontrol etme, gammazlama, casusluk etme, gergince izleme ve izlenildiğinin gergin farkındalığı söz konusudur. İşin şaşırtıcı yanı şudur ki, saflardaki bu patolojik güvensizlik bozuşmaya değil, sıkı uyuşmaya yol açar. Mütemadiyen izlenildiklerini bilen yandaşlar, kendilerinden beklenilen davranış ve görüşleri büyük bir gayretle benimseyerek şüpheden kaçmaya çalışırlar. Katı tutuculuk, çoşkulu imanın olduğu kadar karşılıklı şüphenin de neticesidir.