Gönderi

Hayatının dip noktasında olanların aydınlığa çıkması niyetiyle...
Hayat, benim için en hayırlı ve en mutlu olan hâle dönüşüyor. Bu yeni ve harika sürprizlerle dolu yıldız günlerim için teşekkür ederim. Ruhumdaki, zihnimdeki ve bedenimdeki her şey kalıcı bir şekilde pozitife dönüşüyor. Bunu sevgiyle kabul ediyorum. Uyandığım her günde, bir öncekinden daha mutlu ve daha enerjik oluyorum. İçimdeki iyilik ve aydınlık büyüyor buna izin veriyorum. İnsanların kendilerine (fiziksel hastalık için) veya hayatlarına güzel dokunuşlar yapma isteğimi artık hayata geçiriyorum. Bunu her insan için layığıyla yerine getiriyorum. Hayvanları ve bitkileri unutmak mümkün değil. O yüzden güzel ve kaliteli yaşamaları için elimden gelenin daha fazlasını yapmaya devam ediyorum. Güzel, doğru ve iyi olanları kendimle birlikte herkes için gönülden talep ediyorum. Bu yüzden bireysel değil evrensel olumlamalarım oluyor. Ve bu beni mutlu ediyor. Çünkü biraz olsun bütünün hayrına bir şeyler yapmışım gibi hissediyorum. Bunun bana nasip olmasının değerini biliyorum ve sevinçli olarak keyfini sürüyorum.... Varlığımı bütünün hayrına ve bütünün yoluna güven ve inançla teslim ettim. Bu en başında vardı ama bir olaydan sonra tamamen ve gönül rahatlığıyla oldu: dipteyken bana bir tek Allah'ın eli uzandı. Uzanmasaydı ben, çoktan sonumu getirmiştim tabi bu sefer başararak. Çünkü bu genelde görünen insanlık, inanç, adalet, hak, görgü, nezaket vs. anlayışları b.k gibi. Yerin dibine gömülüp orada nefes almaya çalışmaktan farksız geliyordu bana. Dedim ki "Yarım iş sevmezsin tamamla gitsin. Kaybın hiç olmaz." vs. ama hem inadıma hem de hırsıma rağmen beni tuttu. Pes etmem imkansızdı ama pes ettim. O dibin bana bu kadar yükseliş getirebileceği asla aklıma gelmezdi. Bu kadar dip bir yerde gökyüzü gerçekleşmeyecek bir hayaldi ama yüzden gerçekleşti. Tahmin ettiğimden çok daha fazlası. O yüzden aldığım her nefes, yaşadığım her anın O'na layık olmasını niyet ettim. Bu yüzden hem içimi, hem zihnimi, hem dilimi hem de yolumu temizliyorum. Bunlardan birinde bir kötülük veya pislik olsa ona ne yakın olabilirim ne de onu içimde hissedebilirim çünkü, bunu da biliyorum. Yaşarken son çare gitmek gibi gelmişti ama çare yine yaşamda bulundu. Bu tuhaf ama öyle oldu. Kendi içimizi ve hayatımızı güzelleştirmeyip şifalandırmadıktan sonra bunu başkalarında sağlamanın çokta mümkün olamadığını anladım. O yüzden kendimle başladım ve bir yere kadar olan gıcık sınırı, sınırsız hâle getirmek için çabalıyorum ve başarıyorum. Yaratanın desteğinin benimle olduğunu da biliyorum, teşekkür ederim. §§§ Meditasyon ya da yoga yapmadan da yapılabilir. Ne zaman enerjim düşük olsa veya mutsuz olsam bu tarz şeyleri tekrarlıyorum kendime. Kendime kendimi hatırlatıyorum, nereden nereye geldiğimi gösteriyorum, yapmam gerekenleri sıralıyorum, sonra aklıma geliyor minnet hissediyorum ve mutluluk. O huzur ve rahatlama hissi o kadar güzel ki. Bunun mutluluğundan bazen ağladım. Aslında yaşam gerçekten harika ama yaşamdan önce bizim her yönden harika olmamız lazım; güzel ve olumlu düşün, düşündüklerini uygula, başkalarına mutluluk ol, iyilik ol, yardım ol, minnet duygusu ol, umut ol, neşe ol, güzel sevgi ol, hoşgörü ol... Olabileceğimiz çokça güzellik varken niye bunları kenara itip çirkinliği ve iğrençliği seçip bunları arttıralım ki? Bunları kendine seçiyor musun veya kendine istiyor musun? O zaman başkalarına da seçme ve isteme. Gerçekten Allah yolundaysan çoğu zaman kulları boş verip sadece Allah'ı memnun etmeye çalışıyorsun. Herkes yanlış olsa bile sen tek doğru olma cesareti gösterebiliyorsun. Kötülüğü uygulamak veya düşünmek yerine yanından geçmeyi bile istemiyorsun. Kötülüğe kötülükle karşılık vermiyorsun. Haklı kötülük bile yapamıyorsun, bunu geç çoğu zaman aklına gelmiyor. En ufak bir hataya bile izin vermemeye çalışıyorsun. Çünkü sen kusursuzun kulusun. Onun kuluysan, ona kusurlara bile isteye batmış bir şekilde layık olamayacağını, bunu ibadet ile temizlemeyeceğini biliyor olman gerek. Senden ahlâk da istiyor? Tam kusursuz olamayız belki ama küçük kusurlarımızla kusursuzlaşabiliriz. Ne olursa olsun kusursuzlaşmak için illa ki harekete geçmeliyiz: dini de ahlâkı da kusursuz yerine getirmek gerekiyor. Tabi din olayı, insan ile Allah arasında olduğu için bizi yani kulları ilgilendirmez. Yaparsın yapmazsın sana kalmış bana ne. Ama ahlâk öyle değil, sadece seni ilgilendirmiyor. Çünkü karaktersizlik başka hayatları da etkiliyor. Ve sen inançlıysan başkalarını kötü etkilemekten korkmalısın. Özellikle yüreğinde Allah'a yer vermiş kulları üzmekten veya zarar vermekten, çünkü orada da Allah var. Saygın ve sevgin varsa buna nasıl cüret edebilirsin? Niye korkmuyorsun veya ben niye korkuyorum?.. Çoğu dinli dinsizler yüzünden Allah'tan uzaklaştılar. -Dinli dinsiz diyorum çünkü dini olanın Allah'ı olmalıydı ama Allahsız gibiler...- Allah herkese onu gerçekten tanımayı ve bilmeyi nasip etsin. Gerçeklik barındırmayanlara ise ağzını açmayı bile nasip etmesin, dillerini lal etsin. Ekranlarda atıp tutarken çarpılırlar İnşAllah...
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.