Gönderi

İsa dedi ki: “Teni eşsiz, örneksiz yaratan, canı ezelden halk eden Allah’ın tertemiz zatına ant olsun . . . O’nun pak zatıyla sıfatları hakkı için felek bile yenini, yakasını yırtmış, O’na âşık olmuştur . O afsunu, o İsm-i Âzam’ı köre okudum, gözleri açıldı; sağıra okudum, kulakları duydu . Taş gibi dağa okudum; yarıldı, göbeğine kadar hırkasını yırttı! Ölüye okudum, dirildi . Hiçbir şey olmayan, vücudu bulunmayan şeye okudum; meydana geldi, bir şey oldu! Fakat ahmağın gönlüne yüz binlerce kere okudum, fayda vermedi . Mermer bir kaya kesildi, ona tesir bile etmedi . Âdeta kuma döndü, ondan bir şey bitmesine imkân yok!”
·
44 görüntüleme
Âmine okurunun profil resmi
Adam, “Allah adının köre, sağıra ölüye tesir edip de ahmağa tesir etmemesinin hikmeti ne? Onlar da illet, bu da illet . . . Neden onlara tesir ediyor da buna tesir etmiyor?” dedi . İsa dedi ki: “Ahmaklık, Allah’ın kahrıdır . Hastalık, kör-lük kahır değildir; bir iptiladır . İptila, acınacak bir illettir, ona kul da acır, Allah da . . . Fakat ahmaklık, öyle bir illettir ki ahmağa da mazarrat verir, onunla konuşana da! Ahmağa vurulan dağ, Allah mührüdür . Ona bir çare bulmanın imkânı yok!”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.