Gönderi

İngilizlerin İstanbul’da bir girişimde bulunacağını Mustafa Kemal daha önceden haber almıştı. Ankara’daki Fransız birliğinin komutanı, tren istasyonunu işgal eden İngiliz askerlerinin ayrılma hazırlığı içinde olduğunu ve onlar gidince Ankara’ya tren seferlerinin durdurulacağını kendisine söylemişti. İngiliz girişimlerini protesto etmek için parlamentonun görev başında olması konusunda Rauf’un fikrini paylaşıyordu, ama kendisiyle birlikte en yakın arkadaşlarının Ankara’ya gelmesi için ısrar etti. Eğer burada bir hükümet kurulacaksa, onlara gereksinim duyulacaktı. Başkentten ayrılmanın geride kalan mebusları kızdıracağını ve meclis toplantılarının Ankara’ya taşınmasının güç olacağını iddia eden Rauf bu öneriyi reddetti. Rauf’la (Orbay) yolları ayrıldıktan sonra yaptığı altı gün süren Nutuk’ta Mustafa Kemal -her zaman geçerli olan, ‘ben burada böyle ağır bir muhakeme yürütmekten içtinap ederim (geri dururum)’ girişini yaparak- Rauf ve arkadaşlarının belki de Anadolu’daki direniş hareketinin tehlikelerini göze almak yerine, İngilizlerin elinde Malta’ya sürgüne gönderilmeyi tercih etmiş olabileceklerini söyledi. Bu sözleri haksızlıktı. Rauf (Orbay) cesur ve onurlu bir insandı. Ama hâlâ padişahtan umudunu yitirmemiş olduğu için, başkentten ayrılmak istemeyen parlamentonun acemi, milliyetçi çoğunluğundan kopmaya henüz hazır değildi. Ne var ki, meclis reisi Celalettin Arif 13 Mart’ta kaçıp Ankara’ya gitti.
Sayfa 322Kitabı okudu
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.