Gönderi

Cephede bir ay boyunca kalan Mustafa Kemal 18 Eylül’de Ankara’ya döndü. Ertesi gün mecliste zafer konuşmasını yaptı. Askeri harekâtlarla ilgili iyimser ve seçilmiş açıklamaları, İtilaf devletlerine belagatli bir rica ile son buldu. Türklerin barış istediklerini söyledi. Ama tıpkı diğer uygar uluslar gibi, özgürlük ve bağımsızlıklarını da istiyorlardı. Gerçek amaçları uygar dünyadan gizli kalmıştı. Eğer İtilaf devletleri Türkiye’nin bağımsızlığını tanırsa, Rusya ile aralarında nasıl bir sürtüşme olmuyorsa, onlarla da bir çatışma çıkması için herhangi bir neden kalmayacaktı. Ortak bir uygarlığa ulaşma fikri, Mustafa Kemal’in düşüncelerinin temelini oluşturuyordu. Bu görüş, onu düşman bir Asyalı İslam dünyasının üyesi ya da uygarlık değerlerini yok eden Bolşeviklerin yanlısı olarak gören Batı önyargılarını çürütüyordu. Mecliste ise gerek muhafazakâr gerekse radikal üyeler arasında güçlü bir Batı karşıtı duygunun var olduğu gerçekti. Ama Mustafa Kemal’in uygulamaya koyacağı reformların habercisi olan bu mesaj, karşı görüşü paylaşanları kızdıracak kadar açık değildi.
Sayfa 379Kitabı okudu
·
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.