Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Avrupa’nın bazı ülkelerinde, posta kutularının üzerinde ‘’Kendimi boş hissediyorum’’ levhası asılıdır. Kutulara ne kadar zarf atarsanız atın bu yazı oradan inmez. Kutu kendini hep boş hisseder. İşte göre(bile)n, işite(bile)n, konuşa(bile)n insanın boynunda da buna benzer bir levha asılıdır. Bu levhada ‘’tabula rasa’’ yazılıdır. John Locke’un iddiasının tersine, hassasiyetin doruğunda yaşayan biri, rezaletin girdabına düşmemek için bu levhadaki tabular asa (Nichts) yazısını silmeden yaşar, zira sildiği anda bu levha birbirine küfreden harflerle dolar. Kimi gelir bu levhaya ‘’Sahibinden satılık’’ yazar, kimi ‘’Kiralık’’ kimi de ‘’Sahibinden aşağılık’’ diye karalar. Boyunlarında tabular asa levhalarını taşıyan insanların günlük hayatta elleri ayaklarına dolanır. Ne yapacaklarının, nasıl yaşayacaklarının, neye göre nasıl davranacaklarının hesabını yapmadan yaşadıkları için, sahibinden aşağılık levhasını taşıyanlar kendi taşıdıklarını görmezden gelip bu türden insanlara gülerler ve onları umursamazlar. Onların üzerinden dalga gibi geçer, levhalarıyla kirli bir yakamoz oluverirler. Keza, tabular asa levhasının sahipleri günlük meşgaleden olabildiğince uzaklaşmak için kendilerini sanatla, felsefeyle, metafizikle ve nihayet dinle süslerler. Ancak tüm bunlarla, hayatı sonsuz boyutta algılama yeteneğine sahip olsalar da boş levhalarındaki boş levha yazısının fontunu değiştirmekten öteye geçemezler. Bu insanlar tek yumurtadan çıkmış insanlığın, halis kaburgalarını teşkil ederler. Kaburga kemikleriyle yığılı mezarlık, tüm bunlara aldırış etmeksizin insanları tek yumurta olan ölüme sokar. Sonra ondan, dünyaya ikizler, üçüzler, dördüzler, beşizler getirir. Herkes birbirine bakarak yaşam sürer, birbirine bakarak saçını tarar, birbirine bakarak âşık olur, birbirine baka baka ürer ve birbirine baka baka da ölür. Tek doğar, çiftleşir, ölür ve tekleşir. Öyleyse insan ölüme meydan okurcasına sürekli sevişir: Sanatla, felsefeyle, metafizikle ve dünyanın en güzel kadınının çehresindeki lekeyle. Çehresini hafâgah-i türâba çekmeden sonsuza dek yaşamak isteyen insanın yanı başında dikili duran budala taşının tepesinde, sürekli mücevherli bir sorguç seğirtir. Üzerinde yalnızca ‘’Sahibinden’’ yazılıdır. Gözlerine evvela ağlayarak kabul ettiği kanları, sonra susarak gözündeki çukura gömen insan, bu çukurun başına bir de çaput bağlar. Çaputta, ilk gözyaşlarının izleri durur. Yaşına el Fâtiha okunur.
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.