Kitapdaki Bulgaryalı Ali karakterini açıkcası çok sevdim haksızlığa karşı dik duruşu,hoşsohbetli olması ve bütün kötü olaylara rağmen neşesini yitirmemesi ister istemez bu karaktere sempati beslememe sebep oldu. Kitabı okuyunca insan kendini gerçekten bir kasabada yaşıyormuş gibi hissediyor. Yazarin bize anlattigi kasaba hayatı o kadar gerçek ki. O samimiyet ortami,bir olay oldugu zaman herkesin duyması vs. çok hoşuma gitti. Kitapta en çok hosuma giden yerleden biriside particilik kavramının anlatildiğı yer oldu. Kitabın sonuna doğru biraz yüreğim burkulsada okumaktan büyük keyif aldıgım bir kitap.