İlkin Androgeos çıktı karşımıza Greklerden,
yanında büyük bir güruhla bizi kendinden sandı,
tanımadan, dostça seslendi bize: "Çabuk olun,
yiğitler! Neden geç kaldınız? Bu ne uyuşukluk?
Başkaları yağma, talan etmekte yanan kenti.
Siz yoksa yüce gemilerden yeni mi indiniz?"
Böyle dedi, baktı ki bir cevap vermiyoruz biz,
birden fark etti, düşmanın tam ortasına düşmüş.
Donakaldı, geri attı adımını, yuttu sözlerini;
sert çalılar içinde yılana basınca nasıl,
öfkesi kalkmış gök boynunu şişiren yılandan,
birden ürperip geri çekilir, kaçarsa insan,
tıpkı öyle, bizleri görünce Androgeos da
irkilip hemen kaçmaya başladı gerisin geri.
Saldırıp kuşattık kargılarımızla sımsıkı,
bilmedikleri yerde; korku, kuşku içindeyken,
tepeledik hepsini...