Savaş....
Binlerce insanı ölümün kucağına aynı anda atan... Çocuğu, genci, yaşlısıyla, hiçbirini ayırmadan alan...Geriye kalan insanlarınsa umutlarını çalan.... Her gün diken üstünde hatta her dakika diken üstünde olan insanlar...
Malik onlardan biri, ülkesi bir savaşın içinde hem de senelerdir süren bir savaş.Kimi zaman arkadaşları, komşuları tarafından öldürülen insanlar, kimi zamansa Amerikalılar tarafından öldürülen insanlar...Sorgusuz sualsiz...Belki çok hızlı gittin yolda, belki fazlaca oyalandın sokakta, belki de amacın sadece dışarıya çöp atmaktı....Malik ailesi için her güne umutla uyanmaya çalışıyor.Kendisi bir aile babası,yani kendisi dışında düşünmesi gereken insanlar var. Çocukları eşi...Bir gün her şeyin düzeleceğine inanıyor Malik.Ya da buna inanmaktan başka çaresi yok.Hayatını bize anlatıyor tüm detaylarıyla.
Aadil hayatına baktığımız diğer bir insan.Onun da ailesi var.Onlar için çalışmak zorunda.Asıl mesleği orduda mühendislik olan Aadil, para kazanmak için girdiği işte kendisini hiç bilmediği bir ağın içinde buluyor.Hem kendisi hem da ailesi tehlikenin tam göbeğinde.Ama nasıl olacak da kurtulacak bu durumdan?
Biz evimizde rahatça yemeklerimizi yiyip,otururken okudukça halimden utandım.Kitabı okurken karakterlerin yerine koydum kendimi meğer ne kadar da zormuş hayat onlar için.
Bağdatın Solmuş Çiçekleri... Solmuş çiçekler, bitmiş hayatlar ve geriye kalmış hayaller...
"Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur: Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur."
Farklı bir hayata göz atmak isteyenlere...
İYİ OKUMALAR