Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bireyin Gelişimi Açısından Toplumsallaşma-Anna Örneği
Diğer insanlarla ilişki kurmadan bir birey tam olarak insan olamaz. Toplumsallaşma sürecinde geri kalan bireylerin duygusal, zihinsel, hatta fiziksel açıdan sorunlarla karşılaşma ihtimalleri çok yüksektir. Kingsley Davis, 1940’larda yaptığı ve diğer insanlarla ilişki kuramayan çocukları incelediği ünlü çalışmasında insanlarla etkileşim kurmayan çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimlerinin normal seyretmediğini ortaya koymuştur. Çalışmadaki çocuklardan biri olan Anna, gayrimeşru bir çocuktu ve annesi bu nedenle doğduğu günden beri onu tavan arasında saklamıştı. Anna diğer insanlarla nadiren karşılaşmış ve çok düşük düzeyde bakım görmüştü. Altı yaşında bulunduğunda Anna konuşamıyor, yürüyemiyor ve kendi kendine yemek yiyemiyordu. Kendisine yönelik konuşmalara cevap, davranışlara tepki vermiyordu,bu nedenle başlangıçta sağır ve kör olduğu zannedilmişti. Anna’nın gördüğü fiziksel ve zihinsel zarar kolaylıkla onarılamamış, dört yıllık eğitimden sonra Anna zar zor yürüyebilir, birkaç kelime konuşabilir ve oyuncak bebeğine ilgi gösterir hale ancak gelebilmişti. 11 yaşında öldüğünde Anna ancak 2 ya da 3 yaşında bir çocuğun seviyesine ulaşabilmişti (Merton vd., 1983:107). Bu örnek toplumsallaşma sürecinin toplum açısından olduğu kadar bireyin gelişimi açısından da son derece önemli bir süreç olduğunu göstermektedir. -Sosyolojiye Giriş,Aöf Yayınları-
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.