Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

268 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"isteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğimi fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiilerin daimi bir mesulünü bulmuştum: buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... içimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... içimizdeki şeytan yok... içimizdeki aciz var... tembellik var... iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç birşey: hakiklatleri görmekten kaçmak itiyadı var..." bu romanı okuduktan sonra türk edebiyat tarihinden hızla gelip geçen sabahattin ali gibi bir yazarın, yaşadığı dönem içerisinde anlaşılamayan kadrinin kurbanı olmasına nasıl müsaade edildiğini anlayamamanın derin hüznünü bu yaşımda daha yeni hissediyor olmam beni utandırmaktadır. içinde yaşadığımız toplumun yitirilmiş değerlerine bu kadar yabancılaştığını görmek çok acı. -- spoiler --- sabahattin ali'nin kurk mantolu madonna adli romanindan sonra okudugum ikinci kitabi. o kitaptan sonra heralde yazarin tuttugu bakkal defterini bile alip okurum dusuncesi kafamdan hala silinmedi. ama tabi kurk mantolu madonna kadar aklimda unutulmaz, guzel tadlar birakmadi. nedenine gelince sanirim, anlatimdan, olaydan, usluptan degil. zira bunlari yaziya doken ya da olusturan ayri kisiler degil, yine sabahattin ali'nin kendisi. bence sorun kisilerden kaynaklaniyor. kurk mantolu madonna'da kendimi yerine koymak istedigim insan "raif bey", ya da bu dunyaya disi olarak gelsem yerinde olmak isteyecegim kisi "maria puder" yok. yani asmis insanlarin kitabi degil bu. hayalimde canlandirdigim sorunsuza yakin insan tiplemelerini canlandirmamis sabahattin ali bu romaninda. aksine muskul kisiler var. her ne kadar ozunde iyi kimseler olsa da romanin kahramanlari omer ve macide gencliklerinin, cahilliklerinin ve caresizliklerinin kurbani oluyorlar bu romanda. insanin icinde okurken hep bir ezilme oluyor. en basindan beri anliyorsunuz bu romanin mutluluk ve mantik uzerine kurulu olmadigini. fakat kitabin cok kucuk bir bolumunde bahsi gecen bir insan var ki iste o insan uzerine eminim ki en az kurk mantolu madonna kadar can alici bir kitap yazilabilir.bu zat kitabin en asmis en gormus gecirmis karakteri olan veznedar hafiz husamettin bey'dir. bugun merhum sabahattin ali hayatta olsa kendisine yoneltecegim birkac cift sorunun bas kahramani eminim ki bu veznedar olacaktir. iste kitapta en cok gozlerimin dolmasina ve "kitabi iyi ki elimde tutuyorum." dememe sebep vermis o mukemmel sozlerin sahibi veznedarin agzindan: - aferin evlat iyi etmissin! sonra zamanini da iyi intihap ettin. maalesef seni bos ceviremeyecegim. mademki iki esnaf karsi karsiyayiz, acikca konusalim.. dun gelsen metelik alamazdin, seni tekme ile kovardim. yarin gelsen beni bulamayacaktin. seytan sana fisildamis heralde... mubarek olsun... ben bu ise daha fazla dayanamayacagim... bir nihayet vermek lazim... bu sabah kararimi verdim. kasada epeyce para var, bir miktarini, daha dogrusu yuklenebidigim kadarini alip eve coluk cocugun nafakasi olarak birakacak, ondan sonra da basimi alip gidecektim. seytan nereye cagirirsa oraya. bu dunyada baska turlu olmak neye yarar? dunyayi bizim kayinbirader gibi adamlar istila etmis... benim gibi bir acizin debelenmesi fayda verir mi? bes cocukla bir kariyi surundurmeye ne hakkim var... sen simdi bu sozlerinle benim kararimi takviye ettin... sana tesekkur borcluyum evlat... bana dunyanin hakikaten suratina tukurulmeye bile degmez oldugunu ve bu dunyada suratina tukurulmeyecek bir tek, ama bir tek insan bile bulunmadigini saglam bir sekilde ispat ettin. boyle biri olsa bu sen olurdun ve simdi buraya gelinceye kadar icimde bir suphe vardi. su kainatta belki bir de iyi taraf vardir, fakat gormek bize nasip olmuyor diyor ve seni dusunuyordum. bir daha tesekkur ederim. beni bos hayallerle avunmaktan, yaptigima pisman olmaktan kurtardin. ben de kendimi, adam tanir birsey zannederdim. senin suratina bakinca melanet dolu ruhunu gorecegime yuregi carpan bir insan goruyordum. nah, bunak kafa... al su iki yuz elli lirayi, beni kimseye ihbar etme. yarina kadar sukut hakki olarak veriyorum. ondan sonra israfil'in borusunu al eflake ilan et... vecibtaala polis olup gelse beni bulamayacak. yalniz senden bir ricam var... namusuna guvenerek istemiyorum. kendin icin de faydasi yoktur, belki zarari olur da ondan soyluyorum: paralari alip eve verdigimi agzindan kacirma... nereden biliyorsun diye belki seni de isin icine karistirirlar... merhametten degil, ihtiyaten sus... simdi arabani cek... namussuz insan surati seyretmek istemiyorum. kendim kendime yeterim... durma... defol!... icimizdeki seytan bu arada sonradan okudugum yazilarda bu kitapta nihal atsiz ve peyami safa'ya yapilan gondermeler, hatta kitabin bazi karakterlerinin (mesela omer'in en yakin arkadasi nihat'in nhal atsiz'a benzetilmesi) bu kisilere benzetilmesi de kitabin siyasi yonudur. hatta nihal atsiz daha sonradan 1940'ta bu kitaba ithafen icimizdeki seytanlar adi altinda brosurler yayinlamis.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,9bin okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.