Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Bu kitap bir çok kadın hikâyesinden oluşuyor. İlk hikâyedeki Şikeste kitabın ne olduğunun açıklaması gibi: gece, düşünmek için yaratılmış bir zamandı ve kendi gibi yaşayamayanların kendi olabildiği bir zamandı. Şikeste de bir evde başka bir kadına hizmet ederek yaşarken geceleri düşünüyor, hayâl ediyor, ve sonra gündüz olunca kaldığı yerde çalışmaya devam ediyor. Kitabın geri kalan kısmının tamamı kadın hikâyelerinden oluşuyor. Tek istisna kitabın ortalarındaki hikâyede karakterimizin bir erkek olması, ancak o da kadınlara "olması gereken değerlerle" bakıyor. Sevinç Çokum hikâyelerin bir çoğunda kendi hayatından, tanıdığı kadınlardan, kendi annesinden veya kendisinin anne olmasından söz ediyor. Bu kadınların ortak noktaları var: hepsi de değerleriyle var olan, bu değerlerle yaşamış, bu değerlerle yaşlanmış insanlar; yazarın değerlerinin islami ve türklük değerleri olduğunu kitaplarını okudukça daha iyi anlıyorum. Eleştirdiği kadın karakterleri arasında yabancı ülkelerden gelerek özünü kaybedenler, ya da paranın verdiği küstahlıkla insanlıkları zedelenmiş kadınlar var. Yazar olumlu olumsuz özellikleriyle kadınları güzel bir üslûpla anlatıyor. Kitabın bir çok yerinde kendi hayatından insanları anlatırken bir yandan da oğlunu kitaba dahil ediyor Çokum; böylece hikâyelerle sürüp bir roman havasına bürünebilen bir eser okuyoruz. Beni rahatsız eden şeylerden biri, yazarın Hindistan gezisi sırasında bir velinin dergâhını ziyaret ederken iki keçiyi kurban ettirmesi oldu. Kadına, insana ve değerlere bu kadar öncelik verebilen bir insanın hayvanlar konusunda atabildiği tek adımın değerleri zedelenmiş kötü kadın karşısında apartmana giren kediye yemek verebilmek olduğunu görmüş oldum tabii ki. Ancak yazarın facebook sayfasındaki bazı paylaşımlarında sosyal eleştirilerini hayvan eti üzerinden yaptığını gördüm," et yüzü göremeyen tonla insan! Izgaralarda etlerin tüttüğü yemek programları...Vah" gibi. İki keçiye bakıp onları inancı için kurban edebilen ama kurban edilişlerini görmemek için başka yere gidebilen bir insan bende iyi hisler oluşturmuyor ve bu benim için edebiyattan önce gelen bir konu.Keşke iki keçiye bakıp yoksulların doyacağı etler değil, dünyayı bizim gibi anlayamayan ama yaşayan ve hisleri bizim gibi olan küçük çocuklar görseydi yazar. Kuzuya bakıp çocuk görseydi... ancak milyarlarca insan gibi, et görüyor. Sevinç Çokum'un bu eseri de diğerleri gibi güzel yazılmış, ilgiyi hak eden bir eser. İyi okumalar.
Gece Kuşu Uzun Öter
Gece Kuşu Uzun ÖterSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 2001128 okunma
··
43 görüntüleme
Büş okurunun profil resmi
Merhaba benim bu kitapla ilgili bir ödevim var içindeki öyküler kaçar sayfa hatırlıyor musunuz acaba?
Cem okurunun profil resmi
Hayır açıkçası ama yanılmıyorsam sekiz on sayfa veya daha azdı
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.