Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:
"Ey insanlar!
Fâni bir dünyaya ve sonu olan bir hayata nasıl rağbet ediyorsunuz? Hiç şüphesiz
itaat edenler sekiz kapısından cennetlere girerler.
Her bir cennette yetmiş bin bahçe bulunmaktadır. Bu bahçelerden her birinde de
yakuttan yapılma yetmiş bin köşk vardır.
Bu köşklerde ise zümrütten yetmiş bin ev ve bu evlerin her birinde kırmızı altından
yetmiş bin oda vardır.
Bu odaların her birinde beyaz gümüşten yetmiş bin asma kat vardır ki, bu asma
katların her birinde de yetmiş bin siyah renkli sofra bulunmaktadır.
Bu sofralardan her birinde mücevherden yapılma yetmiş bin tabak ve her tabakta
yetmiş bin çeşit yemek vardır. Her bir asma katta kırmızı altından yetmiş bin
yatak, bunların her birinde yetmiş bin ipek, kalın ve ince atlastan yapılmış yetmiş
bin döşek bulunur.
Yine yatakların her birinin yakınında içinden hayat suyu, süt, şarap ve balın aktığı
yetmiş bin nehir vardır. Bu nehirlerin her birinin ortasında yetmiş bin çeşit meyve
bulunur. Her bir evde yetmiş bin erguvandan çadır ve her bir döşekte de beyaz
tenli gözde hurilerden biri bulunmaktadır. Bu hurilerin her birinin elinin altında
henüz ergenliğe adım atmamış saklı cevherler misali yetmiş bin hizmetkâr kız
vardır.
Her bir köşkün tepesinde yetmiş bin kubbe, her bir kubbede de kimsenin gözünün
görmediği, kulağının işitmediği ve hiçbir beşerin hayal dahi edemeyeceği
(güzellikte) rahman tarafından verilmiş yetmiş bin hediye, bulunmaktadır. Onlar
için diledikleri meyveler, iştahla arzu duyacakları kuş etleri ve şahin gözlü, saklı
incilere benzeyen huriler vardır. Bunlar onlara işledikleri iyi amellere karşılık bir
mükâfat olarak verilir.
Cennetlikler cennette ölmez, yaşlanmaz ve üzülmezler. Oruç tutmaz, namaz
kılmaz ve hastalanmazlar. Onların küçük veya büyük ab-deste çıkmak gibi bir
ihtiyaçları olmaz.
Hadisler için bk. Buhârî, Bed'ü'l-Halk, 8; Müslim, Cennet, 15-17; Tirmizî, Sıfatü'l-
Cennet, 7; İbn Mâce, Zühd, 39; Dârimî, Rikâk,104; Ahmed b. Hanbel, Müs-ned