Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kulak Kapakları
Göz kapaklarımız vardır ama kulak kapaklarımız yoktur çünkü kulaklar öğrenmeye açılan kapılardır ve Tabiat onların herzaman açık olmasını istemiştir. Tabiat bize böyle bir kapag ı vermediği gibi bir de evrendeki diğer dinleyicilerden farklı olarak kulağımızın hareket etmesine de İzin vermemiş. Yalnızca insanlar kulaklarını sabit, her zaman hazırda tutar. Kulağımız kaldırıp işitme duyumuzu keskinleştirmek için bir saniye bile kaybetmemizi istememiş Tabiat. Kulaklarımız her daim, ruh emekli olup kendi odasına çekildikten sonra bile işinin başındadır. Aslında bu nöbetçilerin en ayık olması gereken zamanlar bu zamanlardır. Onlar ayık olmazsa kim tehlikeye karşı bizi uyaracak? Akıl tembel tembel uykuya daldığında aklımızı kulaklardan başka kim uyandıracak? Görmekle duymak arasındaki fark budur. Gözler bir şeyleri istedikleri zaman kasten ararken, isterlerse tabii, kulaklara her şey anlık gelir. Görünen şeyler oldukları yerde kalır. Onlara şimdi bakmazsak sonra da bakabiliriz. Ama çoğu ses hızlıca geçer, şansı kapıdan girdiği an yakalamamız gerekir. Sadece dilimiz iki kat çevrelenmiştir, iki kulağımızsa iki kat açık bırakılmıştır. Böylece konuştuğumuzdan İki kat fazla duyabiliriz. Duyduğumuzun yarısının, belki de daha fazlasının sevimsiz hatta zararlı şeyler olduğunu fark ettim. Ama buna iyi bir çözüm var, o da duymamış gibi yapmak ya da bir esnaf gibi, bir bilge gibi duymak. Bir de öylesine mantıktan yoksun şeyler vardır ki insanın elleriyle kulağını kapatası gelir. Eller duymamıza yardımcı olduğu gibi bizi dalkavukluktan da korur. Yılanın büyücüsünden kaçmak için bildiği bir yol vardır: Bir kulağını yere dayar, diğer kulağını da kuyruğuyla tıkar.
Sayfa 84 - Maya kitapKitabı okudu
··
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.