Dünya’dan başka bir düşündüğüm yoktu. İnsanı olduğu kişi yapan o, Dünya’nın ta kendisiydi; burada, Dünya’dan koparılıp atıldığımız bu yerde ise, ne ben bendim, ne de o eski O’ydu; yeryüzüne dönmek istiyordum, onu temelli yitirmiş olma korkusu beni perişan ediyordu. Aşk hayallerimin mutluluğu, Ay ile Dünya arasında yuvarlandığımız an boyunca sürmüştü, yeryüzünden ayağım kesilince, aşkımın yerini, eksikliğini duyumsadığım şeyin özlemi almıştı, bir nerede, bir çevre, bir önce, bir sonra.