Sadakat ve güven konularının her yönüyle bu kadar iyi işlendiği bir kitap daha görmedim. Karakterlerin birbirleri arasındaki ilişkiler yazar tarafından ustaca kurulmuş, okuyucuya daha iyisinin olamayacağı bir şekilde anlatılmış. Mario Puzo ,daha önce hiçbir yazarda görmediğimiz bir ustalıkla, böyle ağır bir konuyu en iyi şekilde kağıda dökmüş.
Kitaba ilk başladığımda beni sıkmadı değil. Ama daha sonra okudukça beni içine alan ve aslında her ilişkinin en önemli yapıtaşı olan sadakati bu kadar güzel anlattığı için beni kendine hayran bırakan bir kitap oldu. İnsanlar için adaletin, hangi kurum tarafından sağlanırsa sağlansın, ekmek ve su gibi zorunlu bir ihtiyaç olduğunu düşünen Puzo, bunu okuyucuya öyle bir anlatıyor ki okuyucu kendi dünyasında da bir ‘Baba’ istemiyor değil. Don Corleone’nin saygıya verdiği önem, son zamanlarda kaybedilmiş bir çok değeri hatırlamamıza yardımcı oluyor. Yoğun iş temposun rağmen ailesini hiç aksatmayarak, ailesiyle vakit geçirmeyen bir erkeğin asla gerçek bir erkek olamayacağını düşünüyor ve hak ettiği saygıyı belki de iki katına çıkarıyor. Geriye kalan her yönüyle de bu kitabın Puzo’nun baş yapıtı olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.