Çıkan tüm kitaplarını okudum fakat bir Malerman kitabına vize haftasından bir önceki akşam başlamamak gerektiği aklımdan gitmiş. İlk 50 sayfa zaten su gibi aktı ve ben kafamı kaldırıp "Eyvah!" dedim fakat çok geçti. Bitmeliydi.
Nitekim öyle de oldu. Bitti. Malerman kalemi denen bir gerçek var bunu kimsenin inkar edebileceğini düşünmüyorum. Ki şöyle ki; konusu Kafes'in altında da kalsa aynı akıcılıkta sürüyor Kırmızı Piyano.
Malerman korkuturken hislere oynamanın asıl olay olduğunun farkına varmış bir yazar. Göremediğin şeyden korkarsın, dokunmadığın şeyden korkarsın ve ses... Dünyanın bir yerinden düzenli olarak yayılan ve duyanın üzerinde büyük etki yaratan bir sesten, elbette korkarsınız.
Merak unsurunu yine en doruk noktasında tutan Malerman, Kafes'in yine bir tık altında kalsa da gerilim dolu sayfalarla bizleri bekliyor.