Ömer Hayyamın Rübaileri ile ilk olarak 20 yaşında tanışmıştım.Hayyamı tanıdığım ilk dörtlüğü ;
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?
olmuştu.Hemen Hasan Ali Yücelin çevirisi olan "Ömer Hayyam Dörtlükler" kitabını aldım.Okuduğum her dörtlük gerek kendi yaşantı mı, gerek iç dünyamı gerekse de inançlarımı sorgulamamı ve daha önce cesaret edemeyip düşünmekten korktuğum inanç dünyam hakkında sorular sormama vesile oldu.Dörtlükler bittiğinde kitaba başlamadan önce var olan sorgulamaktan,soru sormaktan korkan ve o korktuğu soruların üstünü örterek onlardan kaçan kişi artık yoktu.
Geçtiğimiz ay "Amin Maalouf - Semerkant " kitabı ile Ömer Hayyamın hayatına misafir oldum, yürüdüğü sokakları,aldığı eğitimleri,gittiği şehirler ve tabikide aşık olduğu kadını tanıdım.Kitap bittikten sonra Rubaileri tekrar okumamak olmazdı. Amin Maalouf Semerkantan sonra Rubailerin tekrar okunması gerekli böylece Dörtlüklerin içine derinlemesine girerek; hayal dünyanızda dörtlüklerin ahengi şarhoş olup raks etmeye başlıyorsunuz.