2. Dünya Savaşı ve Nazi Avusturyası...
Böyle deyince ben savaş kitapları sevmiyorum diyenler oluyor ancak bu kitap savaş kitabı değil. Bir anda altüst olan hayatlar, zengin ve el bebek gül bebek büyümüş bir Alman kızının Nazi Kampına düşmesini konu alıyor. Mağdur insanlara yardım etme aşkıyla yanıp tutuşan bir keman virtözü... Adele!
Adele ve ağlayan kemanı... Neden mi ağlayan keman? Kampta insanlar gaz odalarına götürülürken bile kemanını çalmak zorunda. Nefret ediyor ama dayanmak zorunda. Küçücük çocukların gözünün önünde öldürülmesine katlanmak zorunda... Bu cezayı hak edecek ne mi yaptı? Arkadaşının ailesini bu zulümden uzak tutmaya çalıştı, ancak yakalandı.
Umudunu yitirecekti ki gerçek annesinden daha fazla iyilik gördüğü kadın onu hayata döndürdü... Omara!
Şüphesiz Omara kitapta en sevdiğim karakter.
Ve Vladimir... Adele'in aşkı... İmkansızı... Yürek sızısı... Adele, Vladimir'in Kelebeği...
Aşk, acı, hüzün, umut, umutsuzluk, sevgi, nefret, mecburiyetler... Savaş kitabı değil, çaresizliğin içinde ufacık kalmış bir umut parıltısı kitabı. Ve bir şey söyleyeyim mi? Bu olaylar tamamen gerçek...
Diğer tarafta,
savaş ortasında çizilen bir resim ve tablonun sırlarını bulmaya çalışırken kesişen yollar... Sera ve William!
Bıraksalar daha uzun uzun anlatırım ancak bundan sonrasını siz okuyun. Bu kitapla tanışın kesinlikle pişman olmayacaksınız.
Merak uyandırıcı ve akıcı bir kitap. Kesinlikle tavsiyedir.