Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yine geldik bir Zweig eserinin sonuna daha. Beklentiler her zamanki gibi karşılandı. Yazar yine konuyu işleyiş ustalığını kullanmış, sıkmadan, yormadan okuttu kendini. Genel tarzından farklı olarak bu kitabında dini ögeler üzerinden ilerlemiş. Geçmişten gelen gerçek bir konuyu ele alıp bunun üzerinden kendince bir son yaratması bana Livaneli'yi anımsattı. Bir çok bilgi de edinmiş oldum. ---- Kitabın baş unsuru olan Yedi Kollu Şamdan hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. "Menora" ya da "Menorah" olarak adlandırılan, Yahudilerin en eski dini sembollerinden olan, Kudüs Tapınağı'nda ve Çadır Tapınak(Mişkan) 'ta zeytinyağı ile yakılan bir şamdan. Musa'nın Sina Dağı'nda gördüğü Yanan Çalı'yı simgeliyormuş. Tapınağın var olduğu zamanlarda Kohen tarafından günde iki kere Tanrı'nın dünyaya ışık saçmasını dilemek için yakılırmış. Ortadaki kol sağındaki ve solundaki üçer kolu yakmak için kullanılırmış. Yedi kolun anlamı konusunda da çeşitli iddialer ileri sürülmüş. Bunlardan birisi; yedi sayısının Tanrı'nın dünyayı yedi günde yaratmasından, diğeri de Mısır'dan çıkışla Sina Dağı'nda On Emir 'in alınışı arasında geçen 7 haftayı simgelemesinden öne gelmesi. ---- Kitap içeriğine gelecek olarsak; çok eski zamanlarda Süleyman'ın yaptığı kutsal tapınağın yıkılması ve yağmalanması neticesinde Yahudiler için önemli bir dini sembol olan Menora'nın çalınması, Kudüs'ten Babil'e oradan Roma'ya götürülüşü, inançları dolayısıyla bu insanların da sürekli onunla birlikte göç hayatı yaşaması anlatılıyor. Bir gün bu kötü talihin tekrar onları bulmasıyla şamdanın Roma'dan Vandallar tarafından yine çalınması ve Kartaca'ya götürülmesiyle birlikte bir kaç yaşlının yanlarına 7 yaşındaki Benjamin'i şamdanı son gören ve olayın tanığı olarak yanlarında götürmesiyle asıl hikaye başlar. Benjamin şamdanı almaya çalşırken kolunu kaybeder ve bir şey yapamazlar, şamdan götürülür. Yıllar sonra tek tanık olarak kaIıp iyice yaşlanmıştır. Yahudiler gözünde de kutsal bir kişi olarak görülüyordur. Bir gün Bizans imparatorunun Vandalları yendiği ve onları yağmaladığını duyduklarında tekrar harekete geçerler ve Benjamin'in Menora'yı tekrar alabilme çabası içinde geçen hikaye anlatılır. Eserin en sürükleyici olduğu kısımalr burasıdır. Gerçek hayatta akıbeti bilinmeyen durum Zweig tarafından çok başka bir şekilde sonuca bağlanmıştır. ---- Yazar konu üzerinden sık sık Yahudilerin toplum tarafından hor görülüşünü, göçebe hayatını, kaçak göçek, korkak bir şekilde yaşayışlarını işlemiş. Çektikleri zorluklara rağmen inanışlarına olan kuvveti ve tanrısal sembellorinin peşinden gidişlerini sıkmadan anlatmış. Tabii ki bu işleyiş biçimine kendisinin de Nazi döneminde çektiği sıkıntılar büyük etki etmiştir. ---- İnsanların inandıkları şeyler uğruna neler yapabileceğini, umutlarının diri kalışını, yaşama tutunuşlarını görüyoruz. Bu bazen dini bir inanç biçimiyle bazen de hayata bakış açımız ve ideallerimizle kendini göstermez mi? Kimisi spesifik bir inanç üzerinden hayatını sürdürür, kimisi de bu tarz şeylere inanmaz ama idealleri, bir yaşama amacı vardır. Bu şekilde mutlu olup ayakta kalır. Belki de insanın tüm hayatını yönlendiren en büyük temel etmen bir şeylere olan inancıdır diye düşünmeden edemiyorum. İnsan dediğin ayakta kalmak için hep bir şeylere tutunmak zorunda hissetmez mi?
Gömülü Şamdan
Gömülü ŞamdanStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202214,1bin okunma
··
342 görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bana diyorsun fakat senin de benden aşağı kalır yanın hiç yok yani bu incelemenle. Eline, kalemine sağlık. Kendim incelerken ne kadar şey öğrendiysem şimdi senin incelemende de bir o kadar daha çok şeyin farkına vardım. Tamamen doğaçlama bir şekilde aynı anda okumaya başlayıp, aynı anda okumayı bitirdiğimiz bu kitap kendi adıma Zweig'dan en çok zevk aldığım eserleri arasında yerini şamdanın malzemesi gibi altın harflerle yazdırdı. Senin de incelemelerinin devamını beklerim, teşekkür ederim. :)
Hilal okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Sana da dediğim gibi Zweig'in Olağanüstü Bir Gece'si benim gözdem olarak kalacak. Ama ikinci sıraya bunu koyabilirim. Bu tarz bir konuyu bu kadar iyi işleyeceğini düşünmezdim belki de. Tesadüfi bir şekilde ilginçtir ki, aynı zamanda okuduk ama iyi oldu. Elimden ve kalemimden geldiği kadar yazarım inşallah :)
Reşat Karakaş okurunun profil resmi
Bugün okuduğum ikinci inceleme bu kitap için :) ikiside cok güzel ve kaliteli. Teşekkürler size ve sevgili Oğuz Aktürk'e:)
Hilal okurunun profil resmi
Evet, Oğuz ile aynı zamanlara denk geldik. :) Rica ederim, beğendiyseniz ne mutlu bana. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.