~İnceleme tekrar yazılmıştır ~(30.09.18)
Merhaba canım insanlar,
Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu yazı tam da inceleme olmayabilir. Ne olacağı konusunda bir fikrim yok. Kemal'e ve kitaba dair hissettiklerimi yazacağım, ki şu an içim kıpır kıpır...heyecandan ve mutluluktan kulaklarım kızardı. Hatta az önce "ağzı kulaklarına varmak" deyiminin canlı haliydim... sebebini birazdan açıklayacağım ama önce kitabın içeriğine dair birkaç bir şey söyleyim de salt anı gibi olmasın...
"Uzayan kısalan saçlardan
Sana ait olmayan anlardan
Gitmediğin yollardan yorulmadın mı?"
Kitapta bütün bunlarda yorulmayan bir Barış'ımız var. İsmi olmayan kahramanımız, hasta annesi, yakın arkadaşı Esra, patronu Deniz , kediye mama vermeyi unutan stajyer e haliyle kahramanımızın beslediği kedi, yoldan bulup ektiği sardunyasi, çizgili çorapları...daha neler,neler...
Kitabın en sevdiğim yanı, içinde şiirlerin olması.
Mesela;
" yolu bitenlere bu gece sessiz bir selam verdim
Sessiz selamlar unutulmaz
Söz..
Şimdi seni sabahı bekler gibi
Hiç kaybetmemiş
Karanlığa düşmemiş gibi
Sevsene beni"(syf211)
Bir de ilk başlarda kuyruğunu yiyen bir denizkızına benzeyen kahramanımızın sonradan....cümleyi tamamlarsam spoi olur, okuyunca görürürsün...isimisiz kahramanımız -yani sen, yani ben, bankta oturan biri, herkes olabilir isimsiz kahramanımız, bu hikaye herkesin diye- kırıldığı yerden yeşeren sardunyalara inananiyor, yeşile inanıyor. Bu yönüyle,onu çok sevdim, seviyorum...
Kısaca biraz şiir, biraz aşk, biraz "kendini bulma yolunda" birini okuyacaksınız kitapta...
Şimdi gelelim "ağzımı kulaklarıma getiren" ve bana bu kitaba tekrar inceleme yazdıran olaya...
Kemal 29 Nisan'da Hatay'a gelmişti, söyleşiye..ki kitap fuarının en güzel günüydü. Tabi canım memleketim, kitap okuyan sayısı içinde Kemal'i tanıyan kişi sayısı 20 bile değildi...masanın etrafında toplandık, yanındaki sandalyede onu dinledim, ben konuştum, diğerleri konuştu o bizi dinledi. Çok güzel bir 45 dakika geçirdik. Kemal o masadan kalkarken söz yine geleceğim Hatay'a dedi, yine görüşeceğiz...
Ve o gelmeden, ben gitmeden biz yine buluştuk bugün. Ne? Nasıl?deme hemen canım insan, telefonda konuştuk. Kemal bugün Diyarbakir'da kitap fuarindaydi, ben oradaki bir arkadaşımı aradım, o da benim için gitti fuara ( ki hala dua ediyorum ona, çok çok diyebildiğim kadar çok minnet :) ) görüntülü konuşmadık ama olsun, telefonda:
"Merhaba ben Arzu, Hatay kitap fuarına geldiğinde söyleşiye gelmiştim" dedim, o da:
" evet Arzu Nalbant dimi, hatırladım" dedi.
O kadar mutlu oldum ki, anlatamam. Yazdıklarına inandığınız ve sadece bir kere rastladığınız bir insan sizi hatırlıyor, -ki konusmadan once arkadasim fotoğrafımı falan da göstermedi, hatirlatma amaçlı - telefonda sizinle sohbet ediyor. Bunlar, bütün bu duygular gerçekten çok "mis"..
Ben bugün gerçekten çok mutluyum :)
Umuyorum ki, sen de bugün, yarın hep mutlu olursun bu yazıyı okuyan canım insan..
Iyi ol, iyi kal..sev, sevin :)