Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İnşaat bir karınca yuvası gibiydi. Bu tuğlalar, her mevsim ve her yıl hiç ara vermeden kaleye taşınıyordu. Bir süre sonra ”Ti Noel", bu çalışmanın on iki yıldan fazla bir zamandır sürdüğünü, tüm Kuzey Ovası halkının bu işte çalışması için zor kullanılarak seferber edildiğini öğrendi. Buna karşı girişilen her türlü gösteri kanlı biçimde bastırılmıştı. Hiç duraklamadan bir aşağı bir yukarı yürüyen zenci, Sans-Souci’nin oda orkestralarının, üniformalardaki görkemin ve bahçelerde budanmış şimşirler arasında süslü püslü kaideleri üzerinde güneşte ısınan çıplak beyaz heykellerinin, Bay Lenormand de Mézy’nin konutunda sürdürdüğü kölelikten daha iğrenç bir kölelik sonucu ortaya çıktığını düşünmeye başladı. Hatta buradaki durum daha da beterdi. Çünkü kendisi gibi siyah, kıvırcık ve yassı burunlu, kendisi gibi damgalı bir zenciden dayak yemenin derin ezikliği içindeydi. Bu durum, bir evdeki çocukların anne ve babalarını, torunların büyükanne ve büyükbabalarını, gelinlerin kayınvalidelerini dövmelerine benziyordu. Eskiden, büyük çiftlik sahipleri kölelerini bir sakarlık yapmadıkça öldürmemeye özen gösterirlerdi. Çünkü ölenin yerine başkasını almak pahalıya mal olurdu. Oysa burada, bir zencinin ölümü devlet hâzinesi için bir değer taşımıyordu: Çocuk doğuracak zenci kadınlar oldukça - ki vardı ve her zaman da olacaktır- Bonnet de l’Évéque Dağının tepesine tuğla taşıyacak işçiler hiç eksik olmayacaktı.
·
36 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.