“Bilir misin? Sana bir gün ben:
— Adem’le Havva’nın aşkını en büyük bulurum, demiştim. Şimdi bugün biz onların cennetten çıkmadanki hayatlarını yaşıyoruz. O, yanındaki adam için vücut bulmuş, yaratılmış ve ondan başka, ona boyun eğme ve muhabbetten başka, ona sığınmaktan başka mevcudiyetinde bir şey olmayan Havva! Ben de onun sevdiği Adem! Henüz cennetin tanrılık vasfı arasında güzellikleri içinde beşeriyetlerinin aczi büyük aşklarında kaybolduğu zamandayız. Bu ne yüksek his, Server. Ben artık her şeyi inkâr ediyorum. Ben artık tamamen bir rüyadayım. Ben tamamen Handan’dayım ve onda yaşıyorum. Canlarımızı, ruhlarımızı bir el birbirine karıştırmış, bağlamış. Onun mazisi bir gün uyansa, benim mazim beni bir gün çağırsa birimizden birimizin mutlak o bağı, o mukaddes düğümü çekerken canı kopacak, öleceğiz.”