Yelkenliler ve gülüşler,
sakalda altın gibi duran,
geçip gittiler, ağızdaki
pis bir nefes gibi,
kireci toza döndüren
bir gölge gibi duvardaki.
Dağılmaksızın kalır keder,
siyah baldan yapılma,
ışığa asılı, güzel kokusuyla,
kuş pisliği gibi nemli
ve sıcak tuğla basamaklara
yüklü kolay ölüm olarak.
Fal açan gemiciler
yalnızlar kendi içlerinde.
Tütün sızıyor
aralık gözkapaklarından içeriye.
Mavi perde geceye
fırlattıkları bıçaklar
çentikler açıyor sonsuzluğun
uyanık kalan sert rüzgârında