“İnsan ne kadar uygarlaşırsa uygarlaşsın, bu üst cilaların en alt tabakasında galiba yine ilkçağ insanının ilkel içgüdülerini, bu arada tahakküm hevesini büsbütün yok edemiyor. Geçin bir kalem politikayı, hangimiz iş hayatında ya da aile yaşamında zaman zaman diktatörce eğilimlerden kendimizi büsbütün sıyırabiliriz. Çoğumuz dışardaki ezikliğimizin acısını borumuzun öteceği bir ortamdaki ''dediğim dedikçilik''le telafi etmeye kalkarız.