Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Edirne'nin Köprüleri
Buraya gelip yerleştiklerinde, Sabahat’ın saçlarını örüp uçlarını boncuklarla süsleyen yengem, kesmişti kızının saçlarını. Ufacık çocuğunu, nerelerde barındıracağını şaşırmıştı ilk günler. Bağlar, bahçeler yoktu artık. Küçük kız, öyle, sessiz, köşede kalakalıyordu gün boyu. Ağlayıp bağırsa üzülmezdi. Onun bitmemiş bir yolculuğun sonunu beklermişçesine susup oturması, yengemi yaralıyordu. Havaların ısındığı bir ilkyaz günü kapının önüne bırakmıştı çocuğunu. Kızının iyi huyuyla, kendini öbürlerine sevdireceğine inanıyordu. Bir ara işinden baş alıp sevinçli sesleri görmeye çıktığında, çocukların Sabahat’ı saçlarından tutup at gibi koşturduklarını gördü. Bir de tekerleme tutturmuşlardı: “Edirne Çingenesi, ne de uzun yelesi...” Evde, o akşam, Sabahat’ın saçlarının kesilip kesilmemesi için çıkan tartışmada, ninem sesini yükselttikçe, yengem o suskunluğunu hiç yitirmemişçesine sürdürdüğü konuşmasıyla, “Bakımı zor oluyor, hem çocuk zayıf” diyordu.
Sayfa 86 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.