Kitabı okumaya başlamadan önce en başta yazan "Hangisi gerçek hayatım benim? Kendi yaşadığım mı? Onun anlattığımı?" Beni bambaşka düşüncelere saldı. Henüz çok başındayım. Fakat bu başlangıç bile iyi bir hikayeye tanık olacağımı kanıtladı bana. Sahiden hangisi gerçek hayatımız? Acılarımız yansıyor mu her yanımıza, bir fotoğraf karesindeki bakışlar yeter mi ruhumuzu başkalarına yansıtmaya? Başkalarının gördüklerinden çıkardıkları mı, yoksa yaşadıklarımız mı? Kitabı okumaya başlamak için bile yeter sebep.