Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Hegel günlükleri ile başlattığım Alman idealizmi serimin en enteresan filozoflarından birine geldi sıra Schelling. Şu bir gerçek ki Alman idealizmi saf bir Hristiyanlık duygusu ile sarıp sarmalanmış durumdadır. Özellikle Gottlieb Fichte ve Kant ile birlikte başlayan bu durum 19.yüzyıla kadar devam etmiştir. Schelling diğer arkadaşları gibi bu iki isimden hayli ile çok etkilenmiştir. Öğretmeni olan Fichte'in "Tanrısal İlhamların Eleştirisi" adlı eseri onda derin izler bırakmış ve teoloji ile ilgilenmesini sağlamıştır. Bu bir bakıma onun felsefe camiasında ki sonunu da hazırlamış oldu. Çünkü teoloji konusunda hayli vakit kaybediyor ve toplumu yönlendirebilecek fikirler üretemiyordu. Yine de ürettiği bu fikirler Hegel ve Kant kadar olmasa da onu Batı felsefesinde belli bir aşamaya taşımıştır. Çok daha fazla uzatmadan Schelling'in felsefesine ve kitabına değinmek istiyorum. Bu kitap da Schelling' Batı felsefesi ve teolojisinde, özgürlük kavramına ve bunun değindiği iyilik-kötülük ilişkisi üzerine ifade edilen yanlışlıkları, bir çok felsefesi bakış açısının tarihçesini vererek anlatıyor. Açık bir şekilde anlaşılıyor ki Schelling çok radikal bir adım atıyor ve Tanrı'nın ilahi adaletinin kötülüğe izin verdiği ya da insanı belli bir sınavdan geçirdiğine dair görüşler ileri sürenler ile bir hesaplaşmaya tutuşuyor. Sanırım Hegel ile ortak payda'da buluştukları tek görüş bu olsa gerek. Nitekim Hegel'de "Genel olarak kötülüğün kaynağı, özgürlüğün sırrında aranmalıdır. " diye söylemektedir. Schelling'in kötülük anlayışına yakından baktığımızda şunu fark ederiz bu tıpa tıp Kant'ın "Radikal Kötülük" kavramı ile aynıdır. Kant'a göre İnsanda kötülük her hangi bir zayıflıktan, eksiklikten değil bizzat insan doğasına özgü bir temel yönelim taşır. Daha da detayına girip kafaları karıştırmak istemem. O yüzden İnsan özgürlüğü ve üzerine adlı bölüme geçmek istiyorum. Schelling'in bu bölümde ortaya attığı bir kavram var "Communicativum sui" diyor ki ; "Tanrı'nın kendisiyle ve başka her şeyle, buna karşılık da insanın Tanrı'yla, en başta hissetme olmak üzere, iletişim halinde olması anlamına gelir." der ve devam eder "Sevgi, yalnızca Tanrı'nın insanlarla bağını kurmaz, Tanrı'nın kendini doğurmadan önce içinde bulunduğu kaotik yapıyı kendini zamansal bir düzen-süreç olarak tecelli ederek düzene sokması bakımından da temel bir öneme sahiptir." Buradan şu anlaşılmaktadır ki Tanrı ile İnsan arasında ki var olmadan önce ki iletişimin kaynağı sevgidir. Bu düşünceleri arasında Tanrı ve İnsan özü'nün bengiliği üzerine düşünceleri ise cabası çok karmaşık bir felsefesi olmasının sebebi de sürekli düşüncelerini değiştirmesinden kaynaklanıyor. Bu incelemeyi ne kadar detaylı yazarsam o kadar karmaşıklaşacak gibi duruyor. Heidegger'ın bu kitabı neden Batı felsefesinin en derin çalışmalarından biri olarak yorumladığını şimdi daha iyi anlıyorum. Kendime Not : Fichte okuduktan sonra geri dön ve bu kitabı bir daha oku.
İnsan Özgürlüğünün Özü Üzerine
İnsan Özgürlüğünün Özü ÜzerineFriedrich Schelling · Ayrıntı Yayınları · 201782 okunma
··
221 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
Gözden kaçan ne nefis incelemeler var, zihninize sağlık. Schelling'i tanımak güzeldi... Eserin derin ve karmaşık metaforları oldukça yorucuydu ama geçmişten bu güne özgürlük felsefesini tanımak adına güçlü bir adım oldu benim için :) Teşekkürler👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.