Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
İşkence sahneleri ile dolu filmleri bile zorla izlerim. Evet itiraf ediyorum Testere serisini izlemedim hiç! İzleyemedim. İzleyemem. Kitabı okurken de ayni hislerle zorla okudum bazı sayfalarını. Karnımda garip bir karıncalanma hissi yaratacak derece canlı bir anlatımı vardı Altan'ın. "Siz gençsiniz, bilmezsiniz bir dönemler sağcılar solcular birbirlerini döverdi sebepsiz yere." minvalinde çok cümleler duymuşuzdur hepimiz. Evet bilmeyiz o günleri. Ama okuyoruz. Sudaki İz de o günleri çok güzel bir şekilde okuyucuya yansıtan bir hikayeye sahip. O garip günlerin içinde kahramanların kendi serüvenleri içinde kaybolup gidiyorsunuz adeta. Üzüntüler ve şaşkınlıklar içinde... Sağ-sol. Rengi ve kokusu bol memleketimizin birbirini en geç tanıyan (belki hala tanıyamayan) iki kolu, iki düşüncesi, iki dünya bakışı ve nihayet iki düşmanı. "Bu insanları birbirine düşman eden şey neydi?" diye uzun uzun düşündüm. Açıkçası bir cevap bulamadım. Bulan gelsin beri! Sağ-sol dedik. Neden insanlar karşısındaki kardeşini solcu/sağcı diye işkenceye maruz bırakır. Fiziksel ve ruhsal her türlü işkenceye. Mesela neden bıyıklı abiler kızıl saçlı, makyajlı kızların yurdunu basıp döverler kızları. Neden ilerici, açık görüşlü ve duygusal olduklarını iddia eden solcu abiler mahallenin kedisini karşı taraftakilere kendini okşattığı için boynundan asar? Anlamak zor. Zor değil imkansız. O günlerin ruhunu yaşamayan bizler sanırım bilemeyeceğiz. Gerçi şu günlerde de pek aşşağı kalır bir Türkiye'de yaşamıyoruz ya neyse. Gün gelir bu puslu boğuk günleri de çocuklarımız torunlarımız okuduğunda "vah be ne ahmaklıklar yaşanmış" derler, kim bilir? **** Hikayeden çok fazla bahsetmeyeceğim. Okunmasını tavsiye ediyorum. Akış ve edebi yön olarak bakacak olursak zaman zaman hikayeler arası geçişler yordu beni. Karakterlerin hepsinin ayrı bir hikayesi var ve Altan bu hikayeler arasında geçiş yaparken okuyucusunu sürprizlere boğmayı seçmiş. Şöyle ki Necip'in hikayesini takip ederken uzun bir kaç paragraftan sonra kendinizi bir anda Fazıla ile birlikte buluyorsunuz. Ne zaman Fazıla'ya geçiş yaptık ki diyerek şaşkınlık yaşadığım çok oldu. Aslında güzel bir tat veriyor bu his ama sürekli olması az biraz canımı sıktı sanırım. **** Kitabın bazı sayfaları müstehcenlik içerdiği için üçüncü basımından sonra "zoralım ve imha" kararı ile toplatılmış. İki yıl boyunca bitkisel hayata mahkum bırakılan eser Can Yayınları'nın biraz dolambaçlı bir yöntemi ile tekrar okuyucusu ile buluşturulmuş. Yayınevi, suç teşkil eden sayfalara siyah bant çekmiş ancak kitabın başında mahkeme kararını yayınlamış. Bu karar metninde yasaklı olan sayfalar sansürsüz biçimde yer alıyor. Çünkü mahkeme kararlarını yayınlamak suç teşkil etmiyor.
Sudaki İz
Sudaki İzAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013726 okunma
·
1 artı 1'leme
·
441 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.