Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Fatiha Suresi Tefsir Ve Meali
Es-Selam..! Okumuş olduğum tefsir ve meallerden çalışmalar yapıyorum kendi çapımda:)) Bu bağlamda Fatiha Suresini sizlerle paylaşmak istedim.. Umarım beğenirsiniz.. Varsa bir yanlış ifadem veya hatam şimdiden affola... FATİHA SURESİ Allah Rasulü(sav)'in peygamberliğinin ilk yıllarında Mekke'de nazil olduğu hususunda ittifak vardır. 7 âyettir. Hamd (el-Hamdü…) ile başlayan beş sureden (En'am, Kehf, Sebe' ve Fatır'ın) ilkidir. Kur'an'ın hem bir mukaddi¬mesi hem de bir özeti gibidir. Surenin birden fazla adı vardır; ancak bunlardan "Fatiha, es-Seb'u'l-mesânî (tekrarlanan yedi), Ümmü'l-kitab (kitabın özü ve temeli)" adları hadislerde geçmektedir(Buhârî). Fatiha "ilk, evvel, başlangıç" demektir. Bütün olarak gelen ilk sure olduğu, Kur'an-ı Kerim'i okumaya ve yazmaya onunla başlandığı için bu adı almıştır. Fatiha'nın yedi âyetli bir sure olduğunda görüş birliği vardır. Fatiha-Kur'an ilişkisi bir dua-cevap ilişkisidir. Bu sure ilahî kitabın bütün amaçlarının; getirdiği mânâ, bilgi ve hükümleri özet hâlinde ihtiva etmektedir. Hülâsâ Kur'an'ın gönderiliş amacı cahiliye sisteminin amacı olan kullara kulluğu ortadan kaldırıp bütün kulları sadece Allah'a kul yapmaktır. Allah'ın Rasulü(sav), Ebu Saîd b. Muallâ isimli sahâbîye, Kur'an-ı Kerim'deki en büyük sureyi mescidden çıkma¬dan bildireceğini ifade buyurmuş, sonra da bunun Fatiha olduğunu açıklamıştır(Buhârî). Yine birçok sahih hadiste Fatiha suresinin şifa özelliği ile ilgili açıklamalar yapılmış, sahâbeden birinin hasta bir adamı yedi defa okuduğu Fatiha suresiyle tedavi ettiği rivayet edilmiştir(Buhârî). 1 Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla (Bu âyetin kısa adı besmele olup "Çok esirgeyen, çok merhamet eden Allah'ın adıyla başlarım" anlamına gelmektedir. Bu şekliyle Neml suresi 30. âyette geçmekte ve Tevbe suresi dışında bütün surelerin başında yer almaktadır. Âlimlerin çoğunluğuna göre sure başlarında ge¬çen besmeleler o surelere ait müstakil birer âyettirler. Peygamber(sav)bir hadiste: "Bismillah ile başlamayan her ciddi iş noksandır" buyurmuştur. (İbn Mâce) 2 Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. (Hamd kelimesi hem övgü hem de şükür için kullanılan bir ifadedir. Allah bütün kâinatın ve içindeki herşeyin yegâne sahibi olduğuna göre, kâinatta görülebilen her tür mükemmellik, düzen, hikmet, güç ve güzellik için övgüye lâyık olan da sadece Allah'tır. Rabb ise; melik, malik, kefil olan, rızık veren, ihtiyaçları karşılayan, koruyucu, hükümran, kanun koyan, yöneten, düzenleyen, terbiye eden ve kula nasıl bir hayat yaşayacağını belirleme makamında olan varlık demektir. Allah'ın umumi isimlerindendir. Kur'an'da Allah lafzından sonra en çok kullanılan isimdir; 968 defa geçer. Nüzul sıralamasında ilk âyette kullanılan isim/sıfat, Rab ismi olduğu gibi, Kur'an'ı açtığımızda bizi ilk karşılayan Fatiha'nın başlangıcında da yine O'nun onlarca ismi arasından seçilerek başa alınan Rab ismidir.) 3 (O,) Rahman'dır, Rahim'dir. (Rahman ve Rahim: Rahmet kalpteki acıma duygusudur. Bu duygu sahibini lütuf ve iyiliğe sevk eder. Rahman, çok merhamet eden, rahmeti herşeyi kuşatan, ihsanı her şeye yaygın sözleriyle açıklanabilir. Bu rahmet, iyiye de, kötüye de, mü'mine de, kâfire de yaygındır. Rahim de çok merhametli demektir. Fakat bu rahmet, varlıkların başlangıcından çok sonuçlarına, yani ahirete ilişkindir. Bundan dolayı Allahü Teâlâ; "Dünyanın Rahmanı, ahiretin rahîmidir". Yani O'nun ihsanı, dünyada inananlarıda, inanmayanları da kapsamaktadır. Ahirette ise sadece inananlara özgüdür.) 4 Din (ceza ve mükâfaat) gününün sahibidir.(24/25) 5 (Rabbimiz!) Sadece sana kulluk eder ve sadece senden yardım isteriz! (Allah'a kulluk, yalnız O'na ibadet etmekle değil, hem ibadet hem de emir ve yasaklarına itaatle gerçekleşir. Bunun içindir ki İslam "lâ ilâhe illallah" ile başlar, "iyyake na'büdü" ile yürürlüğe girer. Kur'an'da birçok yerde Allah'a kulluk emredilir. Çünkü insanları, bütün emirlerine itaatte kul etme hakkı ancak O'nundur. Zaten Allah da insanları bunun için yaratmıştır (51/56). Çünkü Bir'e kul olmayan bine kul olur; Allah'a kullukta yücelik ve hürlük, kula kullukta ise esaret ve küçülme vardır. Seyyid Kutub, tefsirinde; "Öyle bir zaman gelir ki insanlar, Allah'ı sözde inkâr etmeyebilir, O'na ibadeti de terketmezler ama o ibadeti ya birine gösteriş olarak yaparlar, ya helal ve haramı (serbestlik ve yasakları) tayin ve ilanda, başkalarının İslam'a aykırı emirlerine istekle itaat ederler, ya da İslam'a aykırı olarak bir kimseye sığınmak ve ondan bir pâye elde etmek isterler ki (4/139; 35/10) bu durumda onları rab kabul etmiş, onlara tapmış ve kulluk etmiş olurlar (9/31). Böylece 'müslümanım' dedikleri hâlde –Allah korusun– şirke düşerler" der.) 6 Bizi doğru yola ilet, (Doğru yolda olmak sadece dua ile olmaz. Allah'tan doğru yola iletilmeyi dilerken, insanın, doğru yolu bulma ve o yolda kalma konusunda kendisine yaratılıştan verilen aklî ve maddî nimetleri Allah'ın istediği şekilde kullanması yolundaki ahlakî sorumluluğunu bilerek iradesini ortaya koymalıdır.) 7 Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna… Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil! ("Kendilerine nimet verilenler"; Peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salihlerdir.(Nisa,69) "Gazaba uğramışlar"ın yahudiler, "sapmışlar"ın ise hıristiyanlar olduğu rivayet edilmiştir (Tirmizî). Âyette geçen "gazaba uğramışlar" ifadesini, Allah'ın mesajından tam haberdar olan, onu anlayan fakat hakka karşı direnerek kendilerini Allah'ın rahmetinden yoksun bırakanlar, "sapmışlar" ifadesi ise, Allah'ın mesajının hiç ulaşmadığı, ya da ulaştığı hâlde mesajın gerçekliğini kabul edemeyecek kadar değişmiş ve yozlaşmış olan kimseler şeklinde anlamakta mümkündür. Kur'an'ın mukaddimesi niteliğindeki bu surede geçen gazaba uğramışları bir sonraki sure olan Bakara suresi uzun uzun anlatmaktadır. Madde planında sapan Yahudilerin özelliklerini bu surede ayrıntılı olarak görmek mümkündür. Mânâ planında sapan ve ruhbanlaşan hıristiyanlar ise üçüncü sure olan Âl-i İmran da genişce anlatılmaktadır. Yahudileşme; Peygamberlerin mesajına açıkca karşı çıkma, onların hayatlarına ve mesajlarına kastetme biçiminde "açık düşmanlık" şeklinde tezahür eder (dinlerini merasimleştirme gibi). Hıristiyanlaşma ise; Peygamberi yüceltmek suretiyle mesajını ortadan kaldırma şeklinde "gizli düşmanlık" olarak tezahür eder(din vicdan işi söylemi gibi). Fatiha suresinin okunması tamamlanınca "öyle olsun, kabul eyle!" mânâsına gelen "âmin" denilmesi de sünnettir.(Müslim) KAYNAK TEFSİR KİTAPLARI: El Esas Fit-Tefsir ( Said HAVVA ) Tefhimü'l Kur'an ( MEVDUDİ ) Tefsir'ül Münir ( Vehbe ZÜHAYLİ ) Kısa Açıklamalaı K.Keim Meali ( Mahmut KISA )
··
33 görüntüleme
nuray okurunun profil resmi
Hocam bende de var mevdudi'nin eseri gerçekten çok güzel bir tefsir kitabı lakin mevdudi hakkında olan görüşler beni biraz mesafeli davranmaya itiyor. Sizce nasıl bir yol izleyeyim?
Mutâlî’ okurunun profil resmi
Nuray hocam Mevdudi nin Tefsimil Kur'an-ı tam bir İnkılabi tefsirdir. Hükümler nettir ve tefsiri islam alimleri tarafından makbul görülmüştür. Mevdudi de sonuçta insandır hataları olabilir ama sonuçta dava adamıdır. Acizane okuyum derim okuyunca da anlayacaksınız inşallah:))
9 sonraki yanıtı göster
Ömer Yunus Çalışkan.. okurunun profil resmi
salih bey daha sahih tefsirlerden bakmanızı rica ederim tabi buradaki her mana doğrudur ona âmenna ama sadece fatiha i şerifin ilk iki kelimesinden yani الحمدالله den 2 cilt tefsir çıkmıştır yani daha derine inerseniz daha iyi netice ve sonuçlara ulaşırsınız .
Gönül l okurunun profil resmi
Tebrik ederim çok güzel yorumlamışsınız ,ellerinize sağlık
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.