Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Devlet Radyolarımız, turistlere iyi davranmamızı, misafir severliğimizi yabancılara da göstermemizi günde kırk defa yayın yaparak bizi uyarmaya çalışıyor. yabancı devlete elbette çok iyi davranmak lazım, ama bizim Devletimiz, bizim aydınımız, yeni nesillerin yetiştirilmesinde, milli eğitim politikamızın tesbitinde titiz davranmak, tarihimize, kültürümüze, soydaşımıza, sahip çıkmak mecburiyetinde. Bizi Anadolu'da birbirimize düşman hâle getiren, kardeşi kardeşe boğazlatan yüzde yüz yabancı kültür ve ideolojilerdir. Bizi Türkiye dışında yaşayan Türklerden uzak tutan ise, bilgisizliğimizdir. Halbuki milli kültürümüzün en büyük düşmanı cehâlettir. Varlığımızın gayesi bilmek, birdirmek, sevmek ve sevdirmektir. Kur'ân-ı Kerîm: " Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" diye dikkati çekiyor. Hz. Peygamber: "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!" diye bizi uyarıyor ve en güzel öğüdünü veriyor: "Zorlaştırmayınız; kolaylaştırınız. Nefret ettirmeyiniz, sevdiriniz!" Tasavvufta "şükretmek" kazanılan bilgilerin başkalarına da aktarılması, öğretilmesi olarak yorumlanmıştır. İç içe güzellik, üst üste huzur! Şimdi milli kültürümüze ve ruhumuza dönmeyi, bir macera olarak gören kalemlerimiz var. Çıkmazlar ve tezatlar içinde çırpınıyoruz. Biefraa'da, Kongo'da, Vietnamda ölen insanlara ağıt yazmak "ilericilik!", "bilimsellik!" Ama Türkiye dışında yaşayan Türkleri bilmek, sevmek ve onlarla bir kültür ve gönül birliği içinde bulunmayı istemek ise: "Macera" ve "Faşizm!". Bir yakamız cehaletin elinde, bir yakamız yabancı ideolojilerin. Sürüklendiğimiz uçurumun dibinde, milli kültür buhranımızın canavar ağzı, bizim için açılmış.
··
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.