Okuyucularına "sıradan" tipler sunan bir romancı, onları oldukça çekici gösterebilmek için ne yapmalıdır? Bu tipleri, hikayeden atmaya imkan yoktur, çünkü bu sıradan insanların, devamlı bir şekilde hayatın hadiseleri ortasında gerekli yerleri vardır. Onları atarsak, eserin gerçekliğini bozmuş oluruz. Diğer taraftan, romanları, doğal olmayan, bilinmeyen şahıslarla doldurmak, gerçeğin dışına çıkmak, hatta zevksizliğe düşmek olur. Bizce, yazar, en sıradan insanlarda bile enterasan ve telkin edici çizgileri bulmaya çalışmalıdır. Fakat mesela bu insanların en bariz özellikleri adiliklerinde, bulunuyorsa, daha doğrusu, her zamanki adi hayattan kurtulmak için harcadıkları zahmetlere rağmen tekrar onun içine düşüyorlarsa, o zaman onlara değer ifade eden bir tip kimliği kazanır. Bu insanlar, bulundukları gibi kalmak istemeyen ve her ne pahasına olursa olsun değişikliğe ve özgürlüğe ulaşmak isteyerek, orta derecenin birer temsilcisi olurlar.