Yine bir Stefan Zweig harikaları.
İki öykü de birbirinden güzel ve anlamlıydı. Yine her bir karakterin iç dünyasını kendiminki gibi hissettim.
İlk öykü olan BİR KALBİN ÖLÜMÜ; 66 yaşına gelmiş bir adamın pişmanlığını anlatıyor. Hayattaki tek amacı para kazanmak olan bu adamın bir gece yaşadığı olay, ona ailesini aslında hiç de tanımadığını gösteriyor.
Kızı ve karısının tüm gün neler yaptığını bilmediğini farkediyor önce. Tek amacı para kazanıp, bu parayı da onların elime vermiş. Onlar da lüks bir yaşamın içinde hayatlarını sürdürüyorlar. Hatta arada babalarından bile utanıyor oluyor. Karısı, bu utanma işini iyice abartıp, sevmediği soyadlarını kendisine göre daha asil bir lakapla değiştiriyor.
Para önemli bir şey olabilir ama tüm hayatını onun uğrunda feda edenlerin sonu da acı. Bu adamın da öyle oldu. Bir kalp, öldü..
İkinci öykünün konusu daha sadece ve çok kısaydı zaten. İki kardeşin Mürebbiyelerinin başına gelenlerden sonra dünyayı tanımalarını anlatıyor.
Basit bir olay, aslında insanların hayatında büyük bir önem arzedebilir. Zweig, kitaplarında da genelde bunu gösteriyor.
Kesinlikle tavsiye edilir.