Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Üzülüyorum. :(
Herkes, kendini, bireysel eylemlerinde bile, a priori(önsel) olarak, tam özgür görür. Herkes yaşamında her an değişik bir yola koyulabileceğine inanır. Bu onun başka bir kişi olacağı anlamına gelir. Ne ki kişi a posteriori(sonsal) olarak, deney aracılığıyla şaşkınlık içinde özgür olmadığını, zorunluluğa bağlı olduğunu görür. Bütün kararlarına, bütün düşüncelerine karşın davranışını değiştirmediğini anlar. Yaşamının başından sonuna dek kendini mahkûm ettiği bir rolü oynamak zorunda olduğu kafasına dank eder. Sanki kendi üstlendiği bir rolü sonuna dek oynamaktadır.
··
5 görüntüleme
İpek okurunun profil resmi
Aklıma Ali Şeriatı nin İnsanın Dört Zindanı deyişi geldi İnsanın dört zindanı: 1- Doğa/tabiat zindanı (naturalizm) 2- Tarih zindanı (historisizm) 3- Toplum zindanı (sosyolojizm) 4- Benlik/kendim zindanı "İnsan, tabiatın baskısından teknolojinin, tarihin ve toplumun baskısından sosyal bilimlerin gücüyle kurtulabilir ancak kendi zindanından bilimsel ve sosyolojik yasalarla çıkamaz. İnsan kendi zindanından ancak aşkın bir fikrin gücüyle çıkabilir." Yani cüzi irade var ve bunun varlığını yok saymak bence insana haksızlık.
Quidam okurunun profil resmi
"İstemenin nedensizliği, istemenin kendini insan istemesi olarak en belirgin biçimde ortaya koyduğu yerde saptanmıştır. Bu, özgür, bağımsız isteme diye adlandırılmıştır. Ancak, istemenin kendisinin nedensizliği, onun ortaya çıktığı her yerde bağlı olduğu zorunluluğu bulanıklaştırır. Böylece, insanın eylemleri, özgür diye yorumlanır. Ama değildir, çünkü her bireysel eylem, devindiri-cinin karakter üzerindeki etkisinin ardından gelmek zorundadır. Daha önce de söylediğimiz gibi, her nedensellik ilişkisi, sebebin sonuçla ilişkisidir, kesinlikle de başka bir şey değildir. Yeter sebep ilkesi, bütün görüngülerin genel geçer kalıbıdır. İnsan da bütün başka görüngüler gibi bu ilkeye bağlıdır." Yukarıdaki sözün giriş paragrafında bunlar yazıyor. Açıkçası, Arthur amcanın yaklaşımı mekanikselle sınırlı gibi görünse de aslında bütünüyle ele alıyor. Şimdi, önceden edindiğimiz bilgileri hiç yokmuş gibi onu okuduğumuz zaman taşlar yerine oturabiliyor. Tabii, bu onları inkâr etmek anlamına gelmiyor. Karşılaştırma ve düşünme için çok iyi savlar atıyor. Ayrıca, irade konusunun da isteme doğrultusunda hareket ettiği belirgindir. En azından bendeki öyle. İstemim doğrultusunda iradem devreye giriyor.
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.