"İstemenin nedensizliği, istemenin kendini insan istemesi olarak en belirgin biçimde ortaya koyduğu yerde saptanmıştır. Bu, özgür, bağımsız isteme diye adlandırılmıştır. Ancak, istemenin kendisinin nedensizliği, onun ortaya çıktığı her yerde bağlı olduğu zorunluluğu bulanıklaştırır. Böylece, insanın eylemleri, özgür diye yorumlanır. Ama değildir, çünkü her bireysel eylem, devindiri-cinin karakter üzerindeki etkisinin ardından gelmek zorundadır. Daha önce de söylediğimiz gibi, her nedensellik ilişkisi, sebebin sonuçla ilişkisidir, kesinlikle de başka bir şey değildir. Yeter sebep ilkesi, bütün görüngülerin genel geçer kalıbıdır. İnsan da bütün başka görüngüler gibi bu ilkeye bağlıdır."
Yukarıdaki sözün giriş paragrafında bunlar yazıyor. Açıkçası, Arthur amcanın yaklaşımı mekanikselle sınırlı gibi görünse de aslında bütünüyle ele alıyor. Şimdi, önceden edindiğimiz bilgileri hiç yokmuş gibi onu okuduğumuz zaman taşlar yerine oturabiliyor. Tabii, bu onları inkâr etmek anlamına gelmiyor. Karşılaştırma ve düşünme için çok iyi savlar atıyor. Ayrıca, irade konusunun da isteme doğrultusunda hareket ettiği belirgindir. En azından bendeki öyle. İstemim doğrultusunda iradem devreye giriyor.