Döndüğüm zaman, Abdulmuttalib'i oturmuş, beni bekliyor bir halde buldum.
Kendisine: 'Haydi, çocuğu getir!' deyince, yüzünde sevinç belirdi ve beni hemen Âmine'nin evine götürdü.
Âmine, bana 'Hoş geldin! Safa geldin!' dedi. Beni Muhammed (a.s.)ın bulunduğu odaya koydu.
Odaya girdiğim zaman, o, sütten daha ak bir yün kumaşa sarılmış, kendisinin altına da yeşil ipekten bir sergi serilmişti.
Sırtüstü yatırılmış, mışıl mışıl uyuyor, kendisinden misk kokusu geliyordu!
Sevimliliğine ve yüzünün güzelliğine hayran oldum.
Kendisini uykudan uyandırmaya kıyamadım.
Ellerimi göğsünün üstüne yavaşça koyduğum zaman, gülümsedi ve bana bakmak için gözlerini açtı.
Hemen, iki gözünün arasından öptüm ve kucağıma aldım.'"