Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

235 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İhsan Oktay Anar'ın hayal âlemine bir gemiyle açılıyoruz bu sefer. Gemimizin adı AMAT. Nuh Tufanı'nı hepimiz biliriz. Hazreti Nuh’un gemisine de birçoğumuz aşinadır. Tevrat’ta, İncil’de ve Kuran’da Nuh’un peygamber olduğu ve tufan olayı anlatılır. Olay kısaca şöyledir: Nuh peygamber, kavmini doğru yola getiremeyince Allah’tan ‘’gemi yap’’ vahyi gelir. Bunun üstüne Hz. Nuh gemiyi yapar. Günahsız insanlardan ve hayvanlardan çift olmak üzere gemisine toplar. Ardından tufan olur ve gemidekiler kurtulur. Bu olayı neden anlattığımı incelemenin devamını okursanız anlayacaksınız. 1670 yılında 247 mürettebatıyla birlikte gizli bir görev için İstanbul’dan bir gemi yola çıkar. Nereye ve ne için gittiğini kaptan Diyavol Paşa’dan başka kimse bilmiyordur. Öncelikle geminin yapım aşamasına dönelim. Amat, geminin kaptanı Diyavol Paşa tarafından marangoz Nuh Usta’ya yaptırılıyor. Yazar buradan itibaren olayları ters işliyor. Öyle ki Nuh Peygamber gemisine günahsızları alırken, romandaki marangoz Nuh Usta günahkârları gemiye alıyor. Buradan günahkarlarla birlikte yolculuğumuz başlıyor. Geminin yola çıkmasıyla birlikte yazar okuru alıp geminin güvertesine oturtuyor. Ama bu gemi öyle ‘’ah o gemide ben de olsaydım ‘’ diye iç geçireceğimiz gemilerden değil. Öyle ki kaptan Diyavol Paşa uğursuzluğun ve günahın temsili olan siyah kişidir. Bir nevi şeytanı simgeliyor. Amat’ta kırmızı ve siyah renkler kitabın başından sonuna kadar bilinçli bir şekilde işlenmiş gibi geldi bana. Kırmızı kan, savaş ve cehennemi; siyah kötülük, karanlık ve günahı temsil ediyor. Bundan fazlası merak kaçıracağı için konusu hakkında daha fazla bilgi vermeyeceğim. Gerçeküstü dünyaların yaratıcısı İhsan Oktay Anar yine, masalsı anlatımıyla; din ve mitolojiye felsefi anlamlar yükleyerek, şaşırtıcı, sürükleyici bir romanla karşımıza çıkmış.Benim yazara karşı hayranlığım bir kat daha arttı. Yazarın Puslu Kıtalar Atlası ve Suskunlar’dan sonra okuduğum üçüncü kitabı. Üç kitabı da birbirinden güzel. İhsan Oktay Anar’ın kendine özgü bir dili var. Osmanlıca kelimeleri oldukça fazla kullanarak sanki okuyucuyla oyun oynuyor. Ama bu dil, okuyucuyu çok fazla yormuyor.Yazarın Türkiye'de post modern romancıların öncülerinden sayılmasının sebebi de bence kullandığı bu büyülü dil.İhsan Oktay Anar’ın zekâsına, kurgusuna ve anlatımına hayran olacaksınız. İlk defa İhsan Oktay Anar okuyacaksınız bu kitabı tavsiye etmiyorum çünkü yazarın dilini öğrenmek için önce Puslu Kıtalar veya Suskunlarla başlamanızı öneririm. Ama daha önce yazarın bir kitabıyla tanışmış ve sevmişseniz kesinlikle Amat’ı öneririm. Ayrıca “Amat” kitabı ile 2009’da Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nü almış yazarımız.Kesinlikle tavsiye ediyorum.İyi okumalar...
Amat
Amatİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20215,5bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
4.218 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
11 öğeden 11 ile 11 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.