Kusurlu okuduğum güzel distopyalardan biriydi. Aşk üçgenleri, erkekler ilk kitap için daha geri plandaydı. Yazar distopya dünyasını anlatabilmek, bizi bu acımasız dünyaya adapte edebilmek için böyle yapmış sanırım. Aslında hiç de fena olmamış, evett yaşadıkları dünya gerçekten çok acımasız. İnsanların yaptığı en ufak bir hatada Kusurlu damgası yiyerek -ki gerçekten damgalanıyorlar- toplumdan dışlandığı, kimsenin yardım elini bile uzatmadığı bir dünyada gelişiyor hikayemiz. Ve bu dünya Kusursuz kızımızın Kusurlu birine yardım etmesiyle sarsılıyor bir anda... Olaylar oldukça sürükleyici ilerliyor. Sadece karakterler tam oturmamış gibi geldi bana ama bakalım. Belki de herşey serinin 2. Kitabında oturacaktır. Herkese iyi okumalar :)