Evlerimizde kullandığımız eşya adlarını biraz hatırlamaya çalışalım mı?
Tek tek meubles adları, ama önce entré, sonra salon. Karşımızda portmanteau, biraz ilerlersek belki bir canapé, belki bir bergére, muhtemelen bir console, bir comodine, bir étagére, belki de bir chiffoniére, ama muhakkak bir garderobe, bir toilette, masası da yanında, hatta ışıktan koruması gerekirken ışık vermeye başlamış bir abat-jour, anlamı değişmiş bir aspirateur, arabayı garagea çekmeli, ampouleleri yakmalı, vaseya çiçek koymalı, belki de balcona çıkıp antennei düzeltmeli, salonda radioyu açmalı, bu sırada da bagnoya gidip bir douche almalı.
Bu sözcüklerin birkaçı İtalyanca, ama çoğu Fransızca.
İşte biz, işte ev eşyalarımız!
Bilincimizin mekanı ve eşyayı biçimlendirme sorununun kökleri çok derinlerde. Adlandırma sorunu da buradan kaynaklanıyor.