Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

416 syf.
10/10 puan verdi
Bu iğrenç günlerde hatırlanması gerek belki de değil .... Bu kitap sarsıcı ve ülkemizde de güncel...Sizlere incelemeyi özet sunmak isterdim fakat sistematik kurumsal çocuk tecavüzleri hakkında aklınıza gelebilecek bir gazeteci abimizle mailleşmiştik. Onu atmak isterim. Başı ve sonu sorularımdan ibaretti kestim. Aldığım cevap ise maaleaef TR de bunları takip edecek bir vicdan olmadığıydı...okuyan unutmaz. Buyrun bu da incelememdir; ........ Ama o kadar büyük bir girdabın içindeyim ki şu sıralar. Bu girdap olamayacak kadar büyük bir adiliğin varoluşunun girdabı ve sadece acı var içinde. Size fikirlerimi; bu kadar haber yapılıp sosyal medya üzerinden tam tamına söyleyemedikleri düşünceleri olan insanların ortak fikrileri üzerine sunmak isterim. Karaman’daki çocuk tacizi. Düzenli, tek taraflı ve sürekli, bilindiği halde sımsıkı gizlenen… Küçücük; ki düşünün korumasız, ölümden yaşamdan bi haber, yürekleri de bedenleri kadar tecavüze uğramış yavrularımız…Daha dünyada bundan başka neyi tolere edebilirsiniz? Neye karşı direnir de burada gözyaşlarınızın en azından gözlerinizin kıyısına vurmasına engel olabilirsiniz ? Karşıdaki zihnin hastalık sürecini düşünmeyi bırakın. Empati asla kurmanız mümkün değil aynı savunmasının da asla yapılamayacağı veya bunun bir hastalık olduğu teorisine dayandırılamayacağı gibi. Bunu yapanın genetiğinde sorun olsun olmasın ortaya çıkan eylemin yükü Kabili’in Habil’i acımasızca katledişinden çok daha fazla. İlahi ve ilahi olmayan hiçbir dinde, totaliterden gerçek komunisit rejim yelpazesinde farklı farklı yönetilen hiçbir devlette, baskı altında veya hürce yazılmış hiçbir hukuk sisteminin kuralları içinde, ölüm sonrası yeniden varoluştan önce kısa süreli format atılıp değerlendirilmeye tabi tutulmada veya sırat köprüsünden bir adım önce bu eylemin oluşum şekli, tezahürü ve uygulanması varoluşumuzun iyi/kötü dengesinde hiçbir ahenge uymaz. Şeytanın veya en kötünün bile kendi içindeki dengesine uymaz. Sadizimde dahi, ölü seviciliğinde dahi, yazılmış veya filmi yapılmış en rahatsız edici eserlerde dahi bu denli rahatsız edici, bu denli “keşke insan hiç varolmasaydı” dedirtebilecek bir varoluş olamaz. Bu tecavüz o kadar sıradışıdır ki eylem kainatın dönüşünü durdurmuş ve lineer bir çizgide sonsuz varsayımına ilerlemektedir. Bu ilerleyiş, bu bir kerecik dahi yapılmış kötülük ötesi eylemin gerçekliği bulantı ile sürekli devam etmektedir. Asla geri çevrilemez. Rahatsız ediciliği varlığımızdan tiksinmemiz için bir sebeptir. Bu denli rahatsız edici canilikleri bu ülkede yakın zamanda yaşamamıza rağmen, derinden sarsılıp sendeleme halindeyken hatta, bu şeytan filizinin çoktan çıkıp mutlak eğrisinde yoluna başlamış olması da faciadır. Sistematik olarak her dünya çocuğuna yapılan tarihsel, din güzelliği altındaki gölge oyunları hep vardı zaten. Hep sarsıcıydı. Bu uzayda doğrusal hareket edebilen tek gerçeklik kısa ömrümde maalesef bu şahitliğe beni zorunlu kıldı. Bu kadar sarsılmam duyduğum nefretin çok ötesinde. O kadar yok olmak istiyorum ki, bu et ve kemik o kadar büyük bir yük ki şu an. Bu sınav ise hiç olmaması gerekiyordu. Ta en başta Kabil taşı vurduğu anda insanlığın alnına kapanmalıydı bu insanlık defteri…Şimdi; suçlu bir kişi. Fikri paylaştığı bin kişi? Cezası ne ola ki? ..... Kitaptaki anlatıma, benzer duygular, aynı keder, aynı nefret.....
Canavar
CanavarAndres Roslund · Pegasus Yayınları · 201148 okunma
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.