Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
9/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Maymunlar Gezegeni'nin en azından adının değişmiş olması iyi. Türkçeye hep Maymunlar Cehennemi olarak çevrildi diye biliyorum. İnsanlar açısından bakınca cehennem gibi gelmesi çok doğal, hele de kitaptaki hikâyeyi okurken cehennem kelimesini ben de düşündüm; ancak şu anda milyarlarca hayvanın şu dünyada maruz bırakıldıkları zulümleri düşününce birisi de İnsan Cehennemi diye bahsetse diyorum...ama bizler, hepimiz zaten biliyoruz bunu. İnsana ya da hayvana yapılanlar ısrarla varlığını sürdüren bir iyilik ve hatta bir cennet atmosferi yanında akla hayale gelmeyecek kötülüklerle de gezegenin döndüğünü hepimiz biliyoruz. Maymunlar Gezegeni iyi bir eser. Çok rahat okunuyor. Okuduğum diğer bilimkurgu kitaplarına kıyasla Ursula K. Le Guin'in kitaplarıyla uzaktan bir benzerlik taşıyor; ama o derinliği taşıdığını söyleyemeyiz. Rahat okunmasındaki en büyük etken ise kitabın bilimkurgunun bilim kısmını büyük ölçüde es geçmesi, örneğin Asimov ya da Arthur C. Clarke gibi bir bilimsel ikna ya da yapı kurma çabasını burada görmüyoruz. Maymunlar Gezegeni daha çok bir macera kitabı gibi; iyi ve kötüleri temsil eden ve fazla derinleşemeyen karakterler rollerini oynuyor ve kitabın rahatça okunmasını sağlıyorlar. Yazar belki kitabı daha uzun tutmalıydı, bir seri gibi birkaç kitaplık bir seri haline getirmeliydi belki de; zira konunun ilginçliği gerçekten de bu seçeneği gerektiriyor bence. Maymunlar Gezegeni, elbette insan türüne, insan zekâsına, insan uygarlığına bir güzelleme, bir övgü ve yüceltme çabası. Kitabın son kısımlarında ortaya çıkan bilgilerle bu mesajını daha da net ortaya koyuyor yazar. Kitabın filme kıyasla çok daha güzel ve etkileyici finali bile bu mesajı ortadan kaldıramıyor. 21. yüzyılın en önemli ilerici adımlarından birisi aslında dünyayla ilgili bilgilerin artması ve gözlemlerin yorumlanması sonucunda hayvanlara ve doğaya yönelik argümanların, bakışların değişmeye başlaması, genişlemesi olsa gerek. Etholoji biliminin hayvan davranışlarını gözlemleyerek insan kültürüyle hayvan sosyallikleri arasında gördüğü paralellikleri ortaya koyması; politik yönde hayvan refahçılığı ya da hayvan hakları ve veganizm aracılığıyla hukuki açıdan da dahil edilerek biyotoplum kavramının ön plâna çıkmaya başlaması; hindistan, abd ve bazı diğer ülkelerde yunusların ve büyük deniz memelilerinin insanlar gibi hukuki yasal haklarının olduğunu kabulü için yapılan girişimler, abd'de jane goodall gibi primatologların,nonhuman project gibi projelerle bütün maymun türlerinin insan haklarına dahil edilmesi için ortaya koydukları çalışmalar çıtayı yükseklere çıkarmaya çalışıyor. Ülkemiz dahil bir çok ülkede hayvanların eşya konumunda olması, ancak birisine aitse kıymetli kabul edilmesi gibi bakış açıları ve hukuki uygulama yanlışları düzeltilmeye çalışılıyor. Hayvanlar konusunda atılan adımlar aslında insan uygarlığını da daha doğru , daha iyi, daha adil bir noktaya götürme yönünde atılan aksak adımlar ; çünkü öylesine büyük bir karmaşadan, eşitsizlik ve adaletsizlikten, kötülükten söz ediyoruz ki çok uzun kuşaklar boyunca insanların bu konuda net bir noktaya ulaşması kolay olmayacak. Kitapta bile baş karakterimiz insanların maymunlar tarafından maruz bırakıldığı deneylere tepki duyarken dünyada maymunlara kendilerinin yaptığı deneyleri düşününce bile kendini kötü hissetmiyor. Oysa kitap ister istemez bir itiraza dönüşüyor, çünkü kitapta son derece uysal, şiddetten çok çok uzak tutularak anlatılan herşey hayvanların başına akla hayale gelemeyecek fazla bir oranda geliyor, kitap bunu düşündürüyor. Bu anlamda Maymunlar Gezegeni'nin film versiyonu ve özellikle de son üçlemesi gerçeğe biraz daha yakın duruyor diyebiliriz. Ancak filmde Cesar gibi karakterlerin sevilmesi ve saygı görmesindeki tek kıstasın aslında onların zekâ sahibi olmaları olduğunu da düşünmeden edemiyoruz. Düşünemeyen, akıl yürütemeyen, kültür yaratamayan ama bizler gibi doğada yaşayan ve ne yazık ki bu kaderin içerisinde bizimle hemhal, acılar çekerek yaşayıp yok olup giden hayvanlara bakışımızda esas kıstas, aslında his ve duygu sahibi olmaları olmalı. Yani; bir canlı insan menfaatleri için acı çekiyorsa o acı kaale alınmalıdır. Yaşamak da bütün canlıların hakkı olmalıdır. Bunun hayata geçirilmesinden söz etmiyoruz bile, daha bu düşünceyi kabul etmeyen nice insan var. Kitabın en sevdiğim yönü finali oldu diyebilirim. Filmden farklı bir final olması ve mizah barındırması güzel. Öte yandan filmdeki Cornelius'a kıyasla kitapta daha pasif bir bilim adamı buluyoruz. Genel anlamda iyi bir bilimkurgu kitabı olduğunu söyleyebilirim. Herkese iyi okumalar. ****** "Elbette hayvanlardan farklıyız; hayır, onlar elbette uzay gemisi yapamazlar, hayır onlar matematikten anlamazlar, hayır tabii ki Shelley gibi romantik şiir yazamazlar. Kahretsin ya! Siz bir balina gibi yüzebilir misiniz? Kartal gibi uçabilir misiniz? Bir yarasa gibi işitebilir misiniz? Bir kedi kadar güzel misiniz? Bir kedi kadar güzel kokuyor musunuz? Kimlerin hak sahibi olacağı ve kimlerin hak sahibi olamayacağı, kimlerin topluma dahil olup olamayacağı türünden bir ahlâk evreninde kriterimizi akıl olarak belirlemek tamamen saçmadır ve ayrımcılıktan başka bir şey değildir! Eğer zürafalar insan ırkı kadar geri kafalı, kendini beğenmiş ve önyargılı olsaydı en az 2 metrelik boynunuz olmadığı sürece hiçbir hakkınız olmayacaktı. Sizi dirikesimle kestikleri, yiyecek olasınız diye kesip biçtikleri, sırf o kadar uzun bir boynunuz yok diye size her türden işkenceyi yaptıkları böylesine emperyalist bir zürafa dünyasında yaşamak ister miydiniz? İşte bizim ahlâki kodlarımız böylesine ayrımcı ve önyargılı." Dr. Steve Best
Maymunlar Gezegeni
Maymunlar GezegeniPierre Boulle · İthaki Yayınları · 20185,3bin okunma
··
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.