‘’Enginar aldım "süper enginarlar" diye bağıran adamdan Oturup ağladım sonra, şaşırdın. Bu "süper" oluşta canımı acıtan bir şeyler vardı.’’ İçinde yaşadığımız zamana, kendimi yabancı hissettiren Sevgili Didem Madak'ın bu dizelerini anımsatır hep bana ‘’akışkan modern dünya’’da yaşamak. Büyük değişiklikler olmuştu sanki hayatımızda biz farkında olmadan. Fizikî anlamda evrim tartışıla dursun ruhlarımız ciddi bir evrim geçirdi sanki son yıllarda. Şefkat, incelik, sevgi, aşk, diğergâmlık, vefa, sadakat gibi günümüz dünyası için ‘’gerekli olmayan’’ duyguların yerini; hırs, bencillik, kibir, rekâbet, kıymet bilmezlik, kabalık, açgözlülük aldı. Çünkü evrim gereği modern insanın kabul görmesi, tutunması için zamanın gerektirdiği duygular, davranışlar bunlardı. Gecenin Sonuna Yolculuk’ta ‘’insanın şiiri bitti’’ gibi bir ifade vardı. İnsanın ‘’iyi’’ taraflarını kastediyordu sanırım insanın şiiri derken… Modern insanın şiiri yok, sözleri var. Ruhunun mâsum, güzel yanları sanki uzaylılar tarafından kaçırılmış. Geriye kalan kendine tapan, bencil bir varlık, posa... Hâlâ distopya romanları yazılıyor mu bilmiyorum, daha kötüsü olabilir mi diye düşünsem de korkuyorum bu sorunun cevabından. Sanki yazılan tüm senaryolar gerçekleşti. Modern insan tam da distopyalarda tanımlanan hâle geldi. Akışkan, değişken yani zamanımız gibi ruhum. Arada kalmış hissediyorum yaşadığım bu zamanda. Ne bizden önceki kuşağın dünyasına ne de önümde bekleyen dünyaya ait hissetmiyorum kendimi. Zor bir dönemde yaşamanın baskısını tüm ağırlığıyla hissediyorum. Teknolojinin yön verdiği hayatımız bizim kontrolümüzden çoktan çıktı. Kitaplara sığınmam bu yüzden. Kendimi ait hissettiğim zamanları yaşamaya çalışıyorum kitaplarda. Meriç gibi, Kien gibi bu hiç sevmediğim zamanın dışına çıkmaya çalışıyorum. Kitaba gelince :) Akışkan modern dünyanın ve insanının yaşadıkları nokta vuruşlarıyla tespit edilmiş. Sanal ilişkiler, mahremiyet, kapitalizmin kucağında insanların geldiği nokta, eğitimde yaşanılan değişiklikler, sağlık, siyaset gibi toplumu ilgilendiren birçok konuda karşılaştırmalı, örnekler verilerek yerinde değerlendirmeler yapılmış. İyi okumalar dilerim.

Akışkan Modern Dünyadan 44 MektupZygmunt Bauman · Habitus Kitap · 2012148 okunma

··

18 görüntüleme

Necip G.

@NeGe ·

20 Şubat 2018 18:32

"Hâlâ distopya romanları yazılıyor mu bilmiyorum, daha kötüsü olabilir mi diye düşünsem de korkuyorum bu sorunun cevabından. " Benim için bu muhteşem incelemenin en can alıcı cümlesi buydu işte... Bir distopya romanında yaşamak... İçinde bulunduğumuz ruh hali daha iyi nasıl anlatılabilir acaba? Aslı Hanım, Gecenin Sonuna Yolculuk üzerine konuşurken de bazı gerçeklerin farkında olduğunuzu ama bunları görmezden gelmek, kabul etmek istemediğinizi söylemiştiniz. Daha doğrusu bu anlama gelen ifadeler kullanmıştınız. İncelemenizi okurken o psikolojinin bir tık daha genişlediğini, sizi rahatsız eden şeylerin şu sıralar kendini daha fazla hissettirdiğini gözümde canlandırabiliyorum... Kitaplarla kurduğunuz bu yakın ilişkinin bu sitede gözlemlediğim pek çok okur gibi, kendimi de rahatlıkla dahil edebilirim, aynı kaynaktan beslendiğine şahit oluyorum. Belki de hepimizi, yani birbirini tanımayan bunca insanı bu kadar yakınlaştıran şeyin altında işte bu 'arka bahçeye kaçış' duygusu yatıyordur... Ellerinize ve yüreğinize sağlık... Sevgilerimle...

aslı

@mavibastankara ·

21 Şubat 2018 00:19

Necip Hocam çok teşekkür ederim... :) Kitabı okurken #27161431 aklıma bu incelemeniz geldi. Değerlendirmelerinizin bir kısmı aslında bu kitap için de aynen geçerli. Hatta Necip Hocam bu kitabı okumalı diye de düşündüm okurken. Güzel kitaplarda buluşmak dileğiyle...

2 sonraki yanıtı göster

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.