Margaret Mitchell, Rüzgar Gibi Geçti’nin bittikten sonra dahi aklımızı işgal etmekten vazgeçmeyeceğinden emin olmuştu. Eğer bu kitabı okumayı düşünüyorsanız, siz de durumdan haberdarsınızdır. Ancak Rüzgar Gibi Geçti Mitchell’ın ilk ve tek romanı olduğu için ondan sonra devamını yazmayı başka yazarlar denedi. Alexandra Ripley de onlardan biri. Kendi içinde değerlendirdiğimizde okunabilir, çerezlik bir kitap olmasına rağmen en sevdiğim romanın mirasına layık görmüyorum. Karakterler adeta karakterlerini yitirmişler. Rüzgar Gibi Geçti yayınlandığı günden bu yana her zaman kendisinden sonra benzer/benzemeye çalışan aşk romanlarına ilham kaynağı oldu. Esin kaynağı olan bir romanın devamının ise böyle klişelerle dolu bir kitap olması insanda “okumasaydım da olurdu” hissini uyandırıyor.